Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/15427 E. 2018/19523 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15427
KARAR NO : 2018/19523
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davalı alacaklı vekili, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.04.2016 tarihli ve … Esas, 2016/7816 Karar sayılı ilamı ile davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Davacı alacaklı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı alacaklı şirket vekili, 13.04.2012 tarihinde haczedilen menkullerle ilgili olarak 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 3. kişi şirket vekili, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 3. kişi şirket ile borçlu şirketin ticaret sicil kayıtları ve vergi kayıtlarının celp edildiği, 3. kişi şirket tarafından sunulan faturaya ilişkin olarak… İcra Mahkemesine talimat yazılarak, şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırıldığı, bilirkişi tarafından düzenlenen 29.07.2013 tarihli raporda haczedilen menkullere ilişkin olarak sunulan faturanın muhasebe kayıtlarında makine ve cihazlar hesabında kayıtlı olduğu, fatura bedelinin tamamının ardışık ve birbirini takip eden makbuzlar ile kasadan nakit olarak ödendiği, şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu, usulüne uygun tutulan defterlerin sahibi lehine delil kuvveti bulunduğunun belirtildiği, ticaret sicil ve vergi kayıtlarına göre, borçlu şirketin ticari işlem merkezinin İstanbul’da bulunduğu, haciz yapılan adresin ise 3. kişi şirketin ticari işlem merkezi ve vergi mükellefi olarak kayıtlı adresi olduğu, davalı 3. kişinin adresinde haczedilen menkullerin, fatura ile borçludan satın alınan ve bedelleri tamamen ödenmiş olan menkuller olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından esas yönünden, davalı 3. kişi vekili tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dairemizin 28.4.2016 tarihli ve … Esas, 2016/7816 Karar sayılı ilamı ile hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine, davacı alacaklının esasa yönelik temyiz itirazlarının reddiyle İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiş olup, onama kararına karşı davacı alacaklı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Davanın dayanağı … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 11.04.2012 tarihinde borçlu şirketin İstanbul’daki adresinde ödeme emrini sekreter sıfatıyla tebellüğ eden … isimli kişinin davalı 3. kişi şirketin ortağı olduğu, davalı 3. kişi şirketin de anılan tebligattan önce 30.01.2012 tarihinde kurulduğu görülmektedir. Bu bilgilere göre, davalı 3. kişi şirketin ortağının borçlu şirket merkezinde sekreter olarak çalıştığının kabulü gerekir. Ayrıca, dava konusu hacizden önce 10.04.2012 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste haciz yapılmış ve bir kaç masa ve sandalye haricinde haczi kabil mal bulunamamış olup, bu doğrultuda borçlu şirketin tüm malvarlığını dava konusu haczin yapıldığı yerde kurulu davalı 3. şirkete devretmesi de hayatın olağan akışına aykırı olup, bu husus davalılar arasında danışıklı işlemler yapıldığını da göstermektedir.
Öte yandan, alacaklı … Metal Ltd Şti tarafından 3. kişi Teknik Panel…Ltd Şti ile takip borçlusu … İnşaat… AŞ aleyhine … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas numaralı dosyası ile açılan davada, Mahkemece bilirkişi incelemesine dahi gerek görülmeksizin, üçüncü kişinin alacaklıdan mallarını kaçırıp gizlemek amacıyla muvazaalı olarak çalışanlarını kurucu ortak olarak gösterip yeni şirket kurulmuş gibi adresini fiilen tüm eşyaları ile birlikte taşıdığı, borçlu tarafından kesilen faturaların tek başına mahcuzun mülkiyetinin üçüncü kişiye ait olduğuna dair delil olamayacağı, faturanın adi nitelikte her zaman düzenlenebilecek belge ve şirket kuruluşu da beyana dayalı olduğu gerekçesiyle 3. kişinin istihkak iddiasının reddine dair verilen karar, Dairemizin 23.12.2013 tarihli ve … Esas, 2013/19753 Karar sayılı kararıyla davalı 3. kişinin tazminata yönelik temyiz itirazları bakımından bozulmuş, davanın esasına ilişkin temyiz itirazlarının ise reddine karar verilmiş olup, 3. kişi ile borçlu arasındaki işlemlerin danışıklı ve alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğu hususu Yargıtay denetiminden geçmiş mahkeme ilamıyla da ortaya konulmuştur.
Tüm bu bilgiler ışığında; davalılar arasındaki iş ve işlemlerin danışıklı olduğu ve alacaklılardan mal kaçırmak için davalı 3. kişi şirketin kurulduğu ispatlandığından alacaklı tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Belirtilen nedenlerle hükmün bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından, onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı alacaklı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile, Dairemize ait 28.4.2016 gün, … Esas, 2016/7816 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 29.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.