Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/13155 E. 2019/9646 K. 30.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13155
KARAR NO : 2019/9646
KARAR TARİHİ : 30.10.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili; borçlu aleyhine yapılan takipte haczedilen menkullerin üçüncü kişiye ait olduğunu istihkak iddialarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili öncelikle davanın yetkili mahkemede açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl takibin yapıldığı icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinin yetkisinin kesin olduğu gerekçesiyle, … İcra Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’de 1086 sayılı HUMK’un 512. maddesine paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda İİK’nin yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nin 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekir. Buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılması mümkündür. 6100 sayılı HMK’nin 7/1. maddesi gereğince davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılması mümkündür.
HMK’nin 19/4. madde hükmüne göre yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim kendiliğinden (re’sen) yetkisizlik kararı veremez. Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında kesin yetki kuralı öngörülmediğinden, yetki itirazı ancak ilk itiraz olarak cevap dilekçesi ile beraber ileri sürülebilir. HMK’nin 127. maddesi uyarınca cevap dilekçesi tebliğden itibaren iki hafta içinde verilmelidir.
Somut olayda davalı alacaklı dava dilekçesi ve eklerini 24.02.2016 tarihinde tebliğ almasına rağmen, cevap dilekçesini 11.03.2016 tarihinde mahkemeye sunmuştur. İki haftalık cevap süresi 09.03.2016 tarihinde sona ermiştir. Bu durumda süresinde yapılmış yetki ilk itirazı bulunmadığından mahkeme yetkili hale gelmiştir.
Bununla birlikte, asıl icra takibinin yapıldığı yer … İcra Dairesi olmakla birlikte, davalı borçlunun yerleşim yeri adresi …’dır Buna göre, HMK’nin 7/1. maddesine göre davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde davanın açılıp görülmesi mümkün olduğundan, Mahkemenin yetkili olduğu noktasında bir tereddüt bulunmamaktadır. Anlatılan nedenlerle Mahkemece işin esasına girilerek talep hakkında karar vermesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmadığından davacı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.