Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/12719 E. 2019/9132 K. 16.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12719
KARAR NO : 2019/9132
KARAR TARİHİ : 16.10.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, 03.08.2015 tarihinde mülkiyeti müvekkiline ait malların haczedildiğini, müvekkilinin ailesinin maddi desteği ile baba mesleği olan madeni yağ ve araba filtreleri üzerine çalışmak için haciz adresi işyerini açtığını, dava dışı alacaklı … Şirketinin borçlu şirket aleyhine başlattığı takip neticesinde haciz adresine ilk defa 28.07.2015 tarihinde gelindiğini, filtre kolilerinin üzerinde borçlu şirkete ait barkot ve etiketlerin görüldüğünü, üzerinde etiket ve barkot bulunan filtrelerin dava dışı …’ya ait firmadan fatura karşılığı satın alındığını, borçlu şirketin kargo ile gelen ürünlerin üzerindeki etiket ve barkotları sökmeden bu malları… firmasına sattığını, haciz esnasında bulunan ve borçlu şirket adına kesilen sahte faturanın alacaklı vekili tarafından haciz adresine konulduğunu öne sürerek, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişinin babası ile borçlu şirket yetkilisinin uzun süredir aynı işle iştigal eden arkadaş olduklarını borçlu şirket ödeme güçlüğüne girince üçüncü kişi adına vergi levhası oluşturulduğunu, haciz esnasında borçlu şirket yetkilisinin alacaklı vekilini arayarak borçlarının olmadığını, mallarının neden haczedildiğini sorduğunu açıklayarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, üçüncü kişi ile borçlu şirket arasında organik bağ olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca mahcuzların borçlu şirktten satın alınmadığı, mahcuzlar ile üçüncü kişinin… Firmasından satın aldığı mallar arasında faturalı bir aidiyet bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1.Yargıtayın ve Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre; takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Ne var ki, yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan işin esasına yönelik karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2.Bozma neden ve şekline göre davalı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.