YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12606
KARAR NO : 2019/9632
KARAR TARİHİ : 30.10.2019
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili; davalı Bankaya haciz ihbarnamesi gönderildiğini, borçlu ile Banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, hesaplardaki para üzerinde hacze konu borç kadar rehin, takas, hapis ve mahsup haklarından sonra gelmek kaydıyla haczin tatbik edildiğinin belirtildiğini, istihkak iddiasının haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu açıklayarak, davalı üçüncü kişi Bankanın istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili; borçlunun müvekkili Bankanın müşterisi olduğunu, gerek kullandığı krediler gerekse çek yaprakları nedeni ile sorumluluğu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan rapora göre davalı Bankanın mevduat hesaplarında kredi ve çek sözleşmesi uyarınca riski teminen rehin hakkının mevcut olduğu, dolayısı ile istihkak iddiasının doğru olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m).
Borçlunun üçüncü kişi Bankadaki mevduat alacağı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduat, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi, İİK’nin 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Bu takdirde İİK’nin 89. ve bunu izleyen maddelerde yazılı hukuki sonuçlar doğar.
İİK’nin 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi Bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK’nin 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK’nin 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK’nin 28.3.2012 tarihli ve 2011/12-849-242 sayılı kararı).
Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK’nin 96/1 uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nin 96-97 maddelerinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir.
Somut olayda, borçlu şirketin hesaplarında bulunan paraların haczi için davalı üçüncü kişi Bankaya 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği, Banka tarafından verilen cevapta, şube nezdinde bulunan borçluya ait hesap üzerine kendilerinin rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile haciz şerhinin işlendiği bildirilmiştir. Buna göre, İcra Müdürlüğünce, Bankaya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine Bankaca hesap üzerinde rehin hakkının ileri sürülmesi, haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olup, bu itirazın İİK’nin 89. maddede düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken istihkak davası olarak görülüp yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nın 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.