Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/1260 E. 2018/17343 K. 15.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1260
KARAR NO : 2018/17343
KARAR TARİHİ : 15.10.2018

MAHKEMESİ :…… Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı 3.kişi vekili, dava konusu 02.04.2015 tarihli …… esnasında müvekkilinin işyerinde mülkiyeti müvekkiline ait mahcuzların haczedildiğini öne sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı 3. kişi ile borçlu şirket arasında alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yapıldığını öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; 3. kişi şirketin 20.10.2014 tarihinde haczedilen mallara ilişkin olarak istihkak iddiasında bulunduğu, takibin 29.08.2014 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 24.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, haczin ise 20.10.2014 tarihinde yapıldığı, …… esnasında borçlunun çalışanlarının …… mahallinde bulundukları, ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihi, borçlunun işyerini tahliye tarihi, davacının işyerini teslim alma ve kira sözleşmesinin tarihinin birbirine yakın olduğu, 3. kişinin dayanağı kira sözleşmesinde kira bedelinin yatacağı belirtilen hesaba ulaşılamadığı, 3. kişinin istihkak iddiasının gerçeği yansıtmadığı ve ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu 02.04.2015 tarihli haczin borçlu şirkete ödeme emrinin 24.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği adreste gerçekleştirildiği, davacı 3. kişi şirketin 16.10.2014 tarihinde …… adresinde şube işyeri açtığını ve …… adresini bu tarihte boş bir şekilde kiraladığını iddia ettiği, …… adresine ilk defa, 3. kişinin faaliyete başladığını iddia ettiği tarihten sonra 20.10.2014 tarihinde gidildiği, bu tarihte borçlu şirket çalışanlarının …… mahallinde hazır oldukları ve tutanağı imzalamaktan imtina ettikleri, istihkak iddiası olmadan toplam değeri 94.000,00 TL olan dikiş makinesi, sanayi tüpü ve serim makinesinin haczedildiği, dava konusu 02.04.2015 tarihli …… esnasında 20.10.2014 tarihinde haczedilen malların yerinde görülerek tekrar haczedildiği,…… esnasında hazır olan 3. kişi şirket çalışanının tüm mahcuzları 16.10.2014 tarihinde borçlu şirketten fatura karşılığında satın aldıklarını beyan ettiği,dosya içeriğinde yer alan ticaret sicil kayıtlarına göre 3. kişi şirketin ödeme emrinin tebliğ tarihinden sonra 16.10.2014 tarihinde …… adresinde şube işyeri açtığı, borçlu şirketin ise bu tarihten sonra 23.10.2014 tarihinde …… adresinden taşındığı, bu durumda her iki şirketin borcun doğum tarihinden sonra …… adresinde bir süre birlikte faaliyette bulundukları anlaşılmıştır.Bu kapsamda İİK 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı 3.kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı 3. kişi tarafından delil olarak gösterilen takip dosyası,ticaret sicil kayıtları,kira sözleşmesi, defter kayıtları,……… şirket tarafından düzenlenmiş fatura ve tanık beyanları mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece, 02.04.2015 tarihinde haczedilen mallar yönünden ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı,gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 3. kişi tarafından dava dilekçesinde 02.04.2015 tarihinde haczedilen menkuller yönünden istihkak iddiasında bulunulduğunun açıklanmasına rağmen, yanılgılı değerlendirme sonucu 20.10.2014 tarihinde haczedilen menkuller yönünden gerekçe oluşturularak davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; 20.10.2014 ve 02.05.2014 tarihinde haczedilen malların aynı mallar olduğu anlaşılmakla, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, HUMK’un 438/7 maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilip kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.