Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/11910 E. 2018/17472 K. 17.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11910
KARAR NO : 2018/17472
KARAR TARİHİ : 17.10.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı … vekili, evlilik birliğinin devam ettiği 06.11.2002 tarihinde……….Tic.ve San.Ltd.Şti.’nin %10 hissesinin davalı adına tescil edildiğini açıklayarak TMK’nın 218-241 maddeleri hükümlerine göre mal rejiminin tasfiyesine, tasfiye sonucunda ortaya çıkacak fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 75.000-TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, 18.554,00-TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece hükme esas alınan 15.06.2015 tarihli bilirkişi raporundan hareketle, öz sermayeye %10 ortak olan davalının geçmiş yıllarda elde edilen kârdan şirket sermayesine 37.108,18-TL katkısı bulunduğu, bilirkişi raporuna göre davalının sermayeye dahil edilen kâr payının yarısı oranında davacının katılım alacağı bulunduğu gerekçesiyle, bu miktarın yarısı olan 18.554,00-TL’ye hükmedilmişse de; bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarına göre, ……… Şirketi 21.12.1995 tarihinde 3.000-TL sermaye ile kurulmuş, 30.09.2002 tarihinde şirket sermayesi 3.000-TL’den 100.000-TL’ye çıkarılmış ve davalı eş sermaye arttırımı yoluyla şirkete %10 oranında ortak olmuştur. Kişisel mal niteliğindeki şirket üzerinde davacı eşin mal rejiminin tasfiyesi sonucu oluşacak alacak hakkı bulunmamaktadır. Ne var ki; aksi kararlaştırılmadığından şirket geliri edinilmiş mal olduğundan, mevcut ise tasfiye davasının konusu olabilir. Davacı tarafça 30.09.2002 tarihi dikkate alınarak gerek davalının %10 hissesi sebebiyle şirket değeri gerekse geliri üzerinden katılma alacağı talebinde bulunulmuş ise de; 30.09.2002 tarihindeki davalının maliki olduğu %10 şirket hissesinin aynı tarihte ticaret sicil gazetesinden de görüldüğü üzere davalı eşin kardeşlerine de benzer şekilde hisse verilmiş olması, davacı vekilinin 09.10.2015 tarihli yargılama oturumunda şirket hissesinin davalının kişisel malı olduğunu bildirmesi ve dosya kapsamı karşısında, %10 hissenin davalının karşılıksız kazandırma yoluyla edindiği kişisel malı olduğu kabul edilerek değerlendirmede dikkate alınmaması doğrudur.
Yine şirket hissesinin boşanma dava tarihi dikkate alınmak suretiyle kâr payı üzerinden katılma alacağı hesabı yapılması ve 37.108,18-TL miktarın bulunması doğru ise de; bulunan bu değerin mahkemenin karar tarihine göre …… uygulanmak suretiyle güncellenmiş değeri üzerinden katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, yazılı husus dikkate alınarak 37.108,18-TL miktarı bozma sonrası yeni karar tarihine göre …… uygulanmak suretiyle güncellemek, bulunan bu değer artık değer kabul edilerek yarısı oranında davacı lehine katılma alacağına hükmetmek olmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine ve taraflarca HUMK’nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 316,86 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 950,56 TL harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine 17.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.