Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/11520 E. 2018/17469 K. 17.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11520
KARAR NO : 2018/17469
KARAR TARİHİ : 17.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı … vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu evin 06.05.1997 tarihinde alındığı, ev yönünden davacının katkı payı alacağının bulunmadığı, davacının davalının emekli ikramiyelerine yönelik talebi bakımından, taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı 13.06.2013 tarihinde sona erdiği, davalının ise 15.07.2013 tarihinde emekli olduğu, dolayısıyla mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle talebe konu emekli ikramiyelerine hak kazanılmadığı, davaya konu ……… plakalı aracın davalının kişisel kullanımına tahsisli özürlü aracı olduğu, TMK’nin 220.maddesi uyarınca eşlerden yalnız birinin kişisel kullanımına yarayan eşyanın kişisel mal sayıldığı, kişisel malların tasfiyeye tabi tutulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin dava konusu araca yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Somut olaya gelince; eşler, 17.08.1988 tarihinde evlenmiş, 13.06.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK’nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu ……… plakalı araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 08.06.2010 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de; gerekçe dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece TMK’nin 220/1 maddesi gereği ……… plakalı aracın davalının kişisel kullanımına tahsisli özürlü aracı olduğundan bahisle davalının kişisel malı sayılmış, araç ruhsatındaki bilgileri ile gerek bilirkişi ve gerekse davalı tarafça dosyaya sunulan belgeler karşısında, dava konusu aracın özürlü aracı olduğu görülmekte ise de, aracın özürlülere ilişkin kanun ve yönetmelik hükümleri karşısında özürlü olmayan kişiler tarafından da araçta herhangi bir değişiklik yapılmadan kullanılabilir nitelikte olduğu, davalının özel kullanımı için araçta bir tertibat veya düzenleme de yapılmadığı anlaşıldığına, fiziksel olarak kişisel kullanıma tahsis edilmekle birlikte bu tür yatırım amacı ile edinilen mallar TMK’nin 220/1. madde kapsamına girmediğine göre, aracın özellikleri, yasa koyucunun amacı ve dosyada toplanan deliller karşısında, aracı TMK’nin 220/1. maddesi kapsamında davalının kişisel kullanımına yarayan eşya,diğer anlatımla davalının kişisel malı sayılma imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu araç edinilmiş mal kabul edilerek, iddia ve savunma doğrultusunda değerlendirme yapılarak bir hüküm kurulması gerekirken, hatalı şekilde aracın kişisel mal kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.