Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/10973 E. 2018/17527 K. 18.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10973
KARAR NO : 2018/17527
KARAR TARİHİ : 18.10.2018

MAHKEMESİ :…… Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı … vekili, evlilik birliği içinde tarafların …… yılı aşkın süre……’da çalışarak 121 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, 848 ada 5 parselde bulunan 7 numaralı bağımsız bölüm ve 7483 ada 7 parselde bulunan 12 ve 16 numaralı bağımsız bölümleri satın aldıklarını, ancak anılan taşınmazların davalı adına tescil edildiğini açıklayarak, her bir taşınmaz için harca esas değeri 25.000 TL, davanın toplam değerini 100.000 TL olarak belirtmek suretiyle, taşınmazların dava tarihindeki bedelinin yarısının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının ……’daki taşınmaz nedeniyle 54.275,00 TL, …’daki taşınmaz nedeniyle ise 40.000,00 TL olmak üzere toplam 94.275,00 TL katkı payının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 -Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26).
Mahkemece kabule konu yapılan taşınmazların yarı bedelinin istendiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; davacı vekilinin dava dilekçesinde, çalışarak katkıdan bahsettikten sonra talep sonucu bölümünde açıkça her bir taşınmazı ada ve parsel numaraları ile belirtip harca esas değeri ayrı ayrı 25.000,00’er TL gösterdiği, devamında taşınmazların dava tarihindeki değerinin bilirkişi ve keşif suretiyle belirlenerek her birinin değerinin yarısının bedellerinin tahsilini istediği görülmektedir. Bu halde, Mahkemece, davanın HUMK’nin yürürlükte olduğu 28.07.2010 tarihinde açıldığı, davacı tarafça her ne kadar taşınmazların bedellerinin yarısı istenmiş ise de her bir taşınmaz için 25.000,00’er TL üzerinden harç yatırılarak talepte bulunulduğu, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğuna dair bir ibare ya da talep olmadığı, yargılama sırasında ıslah da yapılmadığı gözetilerek taleple bağlılık kuralı gereği kabule konu …… ve …’da bulunan taşınmazlar yönünden harcı yatırılan 25.000,00’er TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken davacı tarafın dilekçesine farklı anlam yüklenerek hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK’nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.