Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/10870 E. 2019/4695 K. 07.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10870
KARAR NO : 2019/4695
KARAR TARİHİ : 07.05.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili; İcra Müdürlüğünün hatalı yapılan işleminin iptali ve haczedilen malların borçluya aidiyetine ve üçüncü şahsın istihkak iddiasının reddine, üçüncü kişi aleyhine %15 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü şahıs vekili; haciz mahallinin müvekkiline ait olduğunu, borçlunun tesadüfen haciz sırasında orada olduğunu, borçlu ve üçüncü kişinin işyeri adreslerinin farklı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; ispat yükü üzerinde olan üçüncü kişinin sunduğu delillerin mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı üçüncü kişi vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. İstihkak davaları İİK’nin 97 maddesi gereği genel hükümlere göre görülür ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabidir. Hal böyle olunca, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü anılan Kanun’un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra, yargılamaya devam olunması, yargılama tamamlanıp davanın kabulüne karar verildiğinde ise davada haksız çıkan taraftan eksik kalan karar ve ilam harcının alınması gerekir.
Somut olayda, 34.455,00 TL olan alacak miktarı üzerinden toplam 588,41 TL karar ve ilam harcı alınmış, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükümle birlikte peşin alınan karar ve ilam harcının davacıya iadesine karar verilerek, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış, haksız çıkan davalıdan eksik kalan 1.765,23 TL’nin alınmasına karar verilmemiştir. Bu husus usul ve yasaya aykırı olmakla beraber yeniden yargılamayı gerektirmediği ayrıca harç konusu kamu düzeni ile ilgili olup aleyhe bozma yasağı kapsamında bulunmadığından kararın 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, Yerel Mahkeme hüküm fıkrasının 2. bendindeki “Peşin alınan harçlardan 27,70 TL maktu ret karar harcının mahsubu ile artan 529,71-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Alınması gereken 2.353,64 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 588,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 1765,23 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irad kaydına,” rakam ve kelimelerinin yazılmasına, hüküm 1086 sayılı HUMK’un 438/son maddesi uyarınca düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.