Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/10828 E. 2020/1789 K. 25.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10828
KARAR NO : 2020/1789
KARAR TARİHİ : 25.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı Hazine vekili, … ilçe merkezinde ve … Gölü kıyı kenar çizgisi içerisinde, … Belediye Başkanlığı tarafından muhtelif zamanlarda doldurma ve kurutma yoluyla yaklaşık 512.000,00 m2 arazi kazanıldığını, Belediye tarafından kıyıda yapılan dolgu işlemlerinin Kıyı Kanunu’nun 7.maddesi gereğince gerekli izinler alınmadan yapıldığını, dolgu alanlarının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlardan olduğunu, bu alanlar üzerinde Belediye tarafından yapılan bina ve tesislerin, otogar, restoran, büfe, çay bahçesi, işyeri v.b amaçlarla şahıslara kiralanmak suretiyle kullandırıldığını, … Gölü’nün Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su gölü ve doğal içme suyu havzası olduğunu, bu nedenle … Gölü kıyılarında doldurma ve kurutma yapılamayacağı gibi yapılmış dolgular için de Kıyı Kanunu uyarınca izin verilmesinin söz konusu olamayacağını, Belediye tarafından … İlçe sınırları dahilinde kıyıda ve kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi içinde kalan dolgu alanlarının Belediyeye devrinin yapılması için talepte bulunulduğunu ancak bu talebin Maliye Bakanlığınca ret edildiğini açıklayarak, … Belediyesi tarafından, … İlçe Merkezinde ve … Gölü Kıyı Kenar Çizgisi içerisinde kıyıların izinsiz doldurulması suretiyle elde edilen arazilerde, belediye tarafından yapılan bina ve tesislerin kal’ine ve davalının bu yerlere elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, … Belediye Başkanlığı ile davacı Hazine arasındaki Isparta İdare Mahkemesi’nin 2015/461 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu, bu davadan da anlaşılacağı üzere … Belediye Başkanlığı ile Hazine arasında, dava konusu alanların mülkiyeti konusunda uyuşmazlık bulunduğu, davalı … Belediye Başkanlığı’nın, dolgu alanlarını kendisinin olduğu inancıyla malikmiş gibi kullandığı ve iyiniyetli asli zilyet konumunda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu’nun, Doldurma ve Kurutma Yoluyla Arazi Kazanma ve Bu Araziler Üzerinde Yapılabilecek Yapılar başlıklı 7.maddesinde;
“Kamu yararının gerektirdiği hallerde, uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir.
Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifi, valilik görüşü ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilir. Bakanlık, konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanır. Bu yerler için yapılacak planlar hakkında 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından; 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar, anılan Kanun’un 7 nci maddesine göre ve 4737 sayılı Kanun kapsamında kalan alanlardaki planlar ise anılan Kanun’un 4/A, 4/C ve 4/Ç maddelerine göre tasdik edilir. Doldurma ve kurutma işlemleri yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yapılır. Bu araziler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, özel mülkiyet konusu olamaz.
Bu alanlar üzerinde 6 ncı maddede belirtilen yapılar ile yol, açık otopark, park, yeşil alan ve çocuk bahçeleri gibi teknik ve sosyal altyapı alanları düzenlenebilir” hükmü getirilerek, dolgu suretiyle elde edilen alanların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu açıklanmıştır.
Ancak, yargılama sırasında gerek davacı Hazine gerekse de Mahkemenin 2015/281 Esas sayılı dosyasında davalı bulunan … Belediye Başkanlığı tarafından, dava konusu alanların Belediyeye devri için talepte bulunulduğu, talebin reddi nedeniyle, ret işleminin iptali için Isparta İdare Mahkemesi’nin 2015/461 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı belirtilmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nin 165. maddesi gereğince, İdare Mahkemesi tarafından verilecek hükmün eldeki davada verilecek kararı etkileyeceği anlaşıldığından, Isparta İdare Mahkemesi’nin 2015/461 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenilmesi, anılan davanın kesin olarak karara bağlanmasından sonra toplanan ve/veya toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere ret karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.