Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/10373 E. 2019/7259 K. 10.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10373
KARAR NO : 2019/7259
KARAR TARİHİ : 10.09.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI (Alacaklı) :
DAVALI (3. Kişi) : …
(Borçlu) : …
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, borçlunun … isimli iş yerini davalı üçüncü kişi adına muvazaalı olarak devrettiğini, üçüncü kişinin borçlunun kayınvalidesi olduğunu belirterek, davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin … Eğlence Merkezi adlı iş yerini işlettiğini, davalı borçlu ile iş yerinin bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin borçlunun kayınvalidesi olmasının menkullerin borçluya ait olduğunu göstermediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu haciz sırasında hazır bulunan … isimli çalışanın daha önce borçlunun da çalışanı olduğu, bilgisayar kaydında … isimli iş yerinin reklamı bulunduğunun tespit edildiği, borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ olduğu, borçlu ile üçüncü kişinin aynı alanda faaliyet gösterdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz.
Somut olayda, dava konusu 4.6.2015 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan … ‘ün üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır.
O halde davacı alacaklının İİK’nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi; öte yandan davacı alacaklının Antalya 11. İcra Müdürlüğü’ne yönelttiği 11.6.2015 tarihli talebinde dava konusu hacizde geçerli istihkak iddiasında bulunulmadığını belirterek malların muhafazasına karar verilmesini istediği, İcra Müdürlüğünün ret kararına karşı da şikayet yoluna başvurduğu anlaşılmakla, yargılama giderlerinden sorumlulukla ilgili değerlendirme yapılırken davacı alacaklının şikayet sürecinin dikkate alınması gerekmekte olup, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.9.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.