Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/9967 E. 2015/12304 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9967
KARAR NO : 2015/12304
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı

…. ile….. aralarındaki katkı payı davasının reddine dair ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 28.11.2013 gün ve 28/404 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …..; tarlalarda çalışarak, tütün ekerek, pamukçuluk, çiftçilik ve yevmiyecelik yaparak kazandığı paralarla dava konusu 370 parsel sayılı taşınmazın alımına ve içine ev ile depo yapımına katkıda bulunduğunu açıklayarak, 30.000-TL katkı payı alacağının yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …… vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının katkıda bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 24.04.1966 tarihinde evlenmiş, 19.08.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 21.12.2012 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK’nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM’nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK’nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Her ne kadar mahkemece davacının ev hanımı olduğu, dava konusu taşınmaza katkısının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; davacının ev ve deponun yapılmasından önce zaman zaman günlük işlerde yevmiyeli olarak çalışıp gelir sağladığı ayrıca bedenen de çalışarak katkıda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının ev ve deponun yapıldığı dönemde çalıştığının ve az da olsa bir gelir elde ettiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu 370 parsel sayılı taşınmazın senetsizden 1974 yılında mirasen davalıya intikal ettiği, üzerinde bir evin olduğu belirtilmişse de evliliğin devamında eski evin yıkılarak üzerine ev ve depo inşa edildiği mahkemenin kabulündedir.
Bu itibarla ev ve deponun dava tarihi itibariyle (arsa değeri hariç) sürüm değeri konusunda bilirkişilerden ek rapor alındıktan sonra davacı kadının katkısı gözetilerek her iki tarafın da çalışarak gelir elde ettiğinin anlaşılması, taraf gelirleri dikkate alınarak, iki tarafın gelirlerinden tasarruf edebilecekleri miktarlar, 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi de gözönünde bulundurularak davacının katkı payı oranı ve alacağının tesbiti gerekmekte ise de, taraf gelirlerinin tam olarak belirlenememesinden dolayı tazminatın hakiki miktarının tayininin mümkün olmadığı ve TMK’nun 5. maddesi nazara alınarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 50 ve 51. (818 sayılı Borçlar Kanunu m. 42, 43) maddeleri ile hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri uyarınca halin mutat cereyanına ve tarafların mali durumlarına göre mahkemece uygun miktarda bir katkı oranı saptanarak ev ve deponun dava tarihi itibariyle (arsa değeri hariç) belirlenecek sürüm değeriyle çarpılması sonucu ortaya çıkacak miktarın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.