Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/8548 E. 2015/11990 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8548
KARAR NO : 2015/11990
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, alacak

….. ile …. ve müşterekleri aralarındaki dava hakkında… Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 04.12.2013 tarih ve 625/1256 sayılı hükmün Daire’nin 27.01.2005 gün ve 2014/16433-2015/1603 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, tapuda kayıtlı taşınmazın haricen satışına dayanarak tapu iptal ve tescil, bunun mümkün bulunmaması halinde ise satış bedelinin güncellenmiş değerinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000 TL’nin faizi ile tahsili isteğinde bulunmuş, mahkemece tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın reddine, satış bedeline yönelik isteğin kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm; davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairece, 27.01.2015 günlü kararla, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile ilamda belirtilen nedenle mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. Bu defa davalılar vekili tarafından, dilekçelerinde belirtilen nedenlerle, onama ilamının bedele yönelik bölümü yönünden karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Davacı, taşınmazın satışına konu 05.01.1978 tarihli senette davalılara ödenen 50.000. liranın güncelleştirilmiş değerini talep etmiştir. Sözleşmede yazılı olan bedelin ödeme tarihinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün saptanması gerekir. Mahkemece, dava dosyası konusunda uzman bilirkişilere verilerek evvela 14.06.2013 tarihli rapor alınmış, anılan raporda satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı değer, tüfe, işçi ücretleri ve faiz oranları esas alınarak hesaplanmış ve 12.153,07 TL’sı olarak tespit edilmiştir. Tarafların itirazı üzerine bu defa aynı hukukçu akademisyen, bankacı ve serbest mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden hükme esas alman 22.10.2013 tarihli ek rapor alınmış, raporda davacı tarafından ödenen 50.000 TL’nin, denkleştirici adalet ilkesi gereği yapılan hesaplama ile 20.11.2010 dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin 35.512,15 TL olduğu belirlenmiştir. Bahse konu bilirkişi raporunda, hesaplama tüfe artışları, işçi ve memur ücretlerindeki artışlar, döviz kurları ile altın fiyatlarındaki artış oranları ve Merkez Bankası faiz oranları gibi parametrelerin ortalamaları

esas alınarak yapılmış ise de hesap hatalı olup denetime elverişli değildir. Kaldı ki her iki rapor birbiri ile çelişkili olduğu halde çelişki giderilmediği gibi, ek raporda parametrelere göre ayrı ayrı bulunan değerlerin ortalaması da yanlış hesaplanmıştır. Döviz, altın ve memur maaş artış parametrelerine göre yapılan hesaplamada, sözleşmede belirtilen 50.000 lira olan satış bedelinin güncellenmesinin yapılırken 01.01.2005 tarihinden itibaren Türk Para Biriminden altı sıfırın atılarak işleme tabi tutulması gerektiği gözönünde bulundurulmamıştır. Şu halde mahkemece dosyanın yeniden yukarıda ünvanları belirtilen aynı bilirkişi heyetine tevdi edilerek yukarıdaki açıklamalar ve ilkelerin göz önünde bulundurulması suretiyle yeniden rapor alınarak her iki rapor arasındaki çelişki ve hesap hataları giderilmeden yazılı şekilde bedele hükmedilmiş olması doğru değildir. Buna göre, satış bedeli yönünden davanın kabulüne yönelik mahkeme hükmünün bozulması gerekirken hatalı nitelendirme sonucu onandığı anlaşıldığından, davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilerek Dairemizin satış bedeline ilişkin onama kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davalılar vekilinin yukarıda açıklanan nedenlerle satış bedeli ile ilgili karar düzeltme talebinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/1-4. maddesi gereğince KABULÜNE, Dairemizin 27.01.2015 tarihli Esas ve Karar sayılı onama ilamının, satış bedeli ile ilgili bölümü yönünden KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve 664,10 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Dava, resmi şekil koşuluna uyulmaksızın adi yazılı şekilde yapılan taşınmaz satışı nedeniyle kademeli olarak açılmış, tapu iptal/tescil, bu mümkün olmadığı takdirde ödenmiş satış bedelinin güncellenmiş karşılığının ödetilmesine karar verilmesine ilişkindir.
Bedele ilişkin talep, 25.000 TL iken yargılama aşamasında ıslah edilerek arttırılmış, 35.512,15 TL olarak talep edilmiştir.
Mahkemece tapu iptali/tescil talebi reddedilmiş, bedele yönelik talep kabul edilip 35.512,15 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükmü davalı taraf temyiz etmiştir.
Mahkemece satış bedelinin uyarlanmış güncel değeri son olarak alınan ek-raporla Dairemiz’in yerleşik uygulamalarında esas alınan TÜFE, faiz artış oranları, döviz kuru artışları, altın fiyat, artışı ile işçi/memur ücret artışı parametreleri kullanılarak bunların ortalaması olarak hesaplattırılmış, bilirkişiler ortalama güncellenmiş miktarı 35.513,15 TL olarak bildirmişlerdir. Ortalama değer bulunurken bilirkişilerin maddi hesap hatası yaptıkları anlaşılmaktadır. Maddi bölme hatasından arındırılmış uyarlanmış güncel değer 32.454,82 TL’dir. Yeniden ek rapor alınmasına gerek yoktur. Temyiz edilen hükmün 32.454,82 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmek üzere bozulması gerektiği kanısındayım.
Açıklanan nedenlerle Değerli çoğunluğun bozma sonucuna katılmakla birlikte, eksik incelemeye dayalı bozma gerekçesine katılmıyor, bozma gerekçesinin açıkladığım yönde olması gerektiğini düşünüyorum.