Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/8460 E. 2015/20612 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8460
KARAR NO : 2015/20612
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2015
NUMARASI : 2014/783-2015/215

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine işçilik alacaklarına ilişkin ilama dayalı takip başlatılmıştır. Borçlu İcra Mahkemesi’ne başvurusunda, takip konusu ilama göre, kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağına, bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları uygulanması gerekirken, Merkez Bankası oranlarının uygulanmasının talep edildiğini, alacak kalemlerine hangi tarihten itibaren faiz işletildiğinin ve faiz oranlarının icra emrinde belirtilmediğini açıklayarak icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, şikayetin duruşmalı olarak yapılmasına karar verildiği, 20.11.2014 tarihli celsede, borçlunun mazeretsiz olarak hazır bulunmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına, 25.02.2015 tarihinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nun 18/son maddesinde, İcra Mahkemesi’nin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılması uygun görüldüğü takdirde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceği belirtilmiştir.
Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir.
Bu durumda, Mahkemece taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye rağmen HMK’nun 150. maddesi uygulanarak “dosyanın işlemden kaldırılması” daha sonra da “davanın açılmamış sayılması” yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.