Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/8288 E. 2017/10557 K. 13.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8288
KARAR NO : 2017/10557
KARAR TARİHİ : 13.09.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Borçlu vekili, müvekkili aleyhine yapılan takipte, 10.06.2011 tarihinde gönderilen müzekkerereler ile müvekkilinin çeşitli şirketlerde sahip olduğu hisseler üzerine konulan hacizlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hacizlerin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 10.05.2012 tarih 2011/30400 esas 2012/16287 karar sayılı ilamı ile ” limited şirketlerdeki hisselerin haczine yönelik temyiz incelemesinde şikayet reddedildiği için sonucu doğru kararın onanmasına, borçlunun …. Şirketlerdeki hisselerinin haczine yönelik temyiz incelemesinde ise;
…. şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğu yoktur. Hisse senedi çıkarılmış ise, bu hisse senetleri İ.İ.K.’nun menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88.maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilebilir ve muhafaza altına alınır. Hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları İ.İ.K.’nun 94.maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından mahalline bizzat gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haciz işlemi yapılabilir. Haciz keyfiyeti de borçlunun hissesini elinde bulunduran üçüncü şahıslara ihbar edilir. …. ve Hisseli Komandit Şirketlerin henüz kıymetli evrak niteliğinde senede bağlanmamış hisselerinin haczinde, İ.İ.K.’nun 94.maddesi doğrultusunda yapılan tebliğden sonra, şirket idaresi itirazda bulunmamış veya itiraz reddedilmiş ise hisselerin borçlu adına ve hesabına şirket nezdinde ve mamelekinde bulunduğu kesinleşir.
O halde mahkemece, gerektiğinde tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak yukarıda sözü edilen kurallar dairesinde sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. ” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularark yapılan yargılama neticesinde; hacizlerin İİK 94 maddesi bağlamında nasıl ve ne şekilde gerçekleştirildiği hususu belirlenemediği,defterlerin temini ile İİK 94 maddesi gereğince pay defterlerine işlemiş bir haczin varlığından söz edilemeyeceği gerekçesi ile hacizlerin fekkine karar verilmiş, hüküm bu kezde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK’nun 94/1. maddesinde açıkça; “……. şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir … ” hükmü yer almaktadır.
…. şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir.
…. şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. (İİK.m.94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (…. şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK.m.94/l C.3 hükmüne göre, …. şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun …. şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (…. şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK.m.86. m.94/1 C.6) …. şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK.m.90) alınmış olur.
İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan …. şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin …. şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır. (İİK.m.94/1 CA Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 baskı, s.392,393).
İİK’nun 88. maddesinin birinci fıkrasına göre ise, haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Bu fıkrada yazılan şeylere icra dairesi tarafından el konulması, bunların haczi için geçerlik şartıdır. …. şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 486/2, 490, 645, 647 ve 654. maddeleri uyarınca kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK’nun 88. maddesinin yukarıda belirtilen hükmü uyarınca, evraka fiilen el konulması zorunludur.
Somut olayda, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda,…. Ticaret Odası kayıtlarından davacının ortaklığı bulunan şirketler ile bu şirketlerdeki sermaye payı incelenmiş ve şirket payların hisse senedine bağlandığına dair bir belirleme yapılamamıştır. Bu durumda, borçlu …’ın ortak olduğu şirketlerdeki payların, pay senedine bağlandığına dair kayıt bulunmaması ve borçlu tarafından payların hisse senedine bağlandığına dair iddia ve ıspat bulunmaması nedeni ile payların çıplak pay olduğunun kabulü gerekir.
O halde, yukarıda bahsedilen ilkeler doğrultusunda, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin …. şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı ve şirket haciz ihbar namesinin tebliğinin usulüne uygun yapılmış olması nedeni ile şikayetin reddi gerekirken kabulü doğru değildir. Mahkeme kararının bu nedenle yeniden bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.