Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/7893 E. 2017/12151 K. 04.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7893
KARAR NO : 2017/12151
KARAR TARİHİ : 04.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı eskisi 101 ada 11 parsel yenisi 125 parsel sayılı Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 2002 yılında yaptırdığı ev ve bahçesinin bulunduğunu, Karayolları tarafından evinin olduğu alanın kamulaştırıldığını belirterek söz konusu muhdesatların kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili; davacının dava açmak için hukuki yararının olup olmadığının anlaşılamadığını, taşınmaz üzerindeki ev ve bahçenin arazinin bütünleyici parçası olduğunu ve haksız yapı teşkil ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne ve dava konusu 101 ada 11 parsel (125-126 ifrazen) sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı bina olan muhdesatın ve meyve bahçesindeki ağaçların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine ve tapu kaydında beyanlar hanesine işlenmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Maliye Hazinesi tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır(TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre dava konusu muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, mülkiyetinin aidiyetine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, tapu kaydının beyanlar hanesine işlenmesine karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrası 1. bentteki “…mülkiyetinin davacı …’a ait olduğunun tespitine, tapu kaydında beyanlar hanesine işlenmesine…” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “…davacı … tarafından meydana getirildiğinin tespitine…” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca ONANMASINA; davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen sebeple reddine, taraflarca HUMK’nun 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceğine, 04.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.