Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/747 E. 2015/4102 K. 12.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/747
KARAR NO : 2015/4102
KARAR TARİHİ : 12.02.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Taşınır mal haczinden kaynaklanan

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

1-Davacı 3. kişi vekili, davasını maktu harç yatırarak şikayet istemi olarak açmıştır.
Şikayetçi vekili başvuru dilekçesinde; haczedilen mahcuzların müvekkiline ait olduğu, müvekkilinin sadece borçlu şirketin ortağı olduğu ve şirketin borcundan dolayı müvekkilinin şahsi mallarının üzerine haciz konulamayacağı yönünde açıklama yapmış olmakla birlikte, asıl taleplerinin şikayet niteliğinde olduğu, bu nedenle de şikayet başvurularını asıl icra takibinin yapıldığı yer . İcra Hukuk Mahkemesi’ne değil, şikayete konu haciz işlemini yapan talimat icra dairesinin bağlı olduğu. İcra Hukuk Mahkemesi’ne yaptıklarını açıkça belirtmiş ve şikayet dilekçesinin sonuç kısmında da İİK’nun 99. maddesine göre haciz tatbik edilmesi gerekirken hiç bir resmi kayıt ve belge olmaksızın davacı adına kayıtlı işyerinde İİK’nun 96. Maddesine göre haciz tatbik edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan .. İcra Müdürlüğü’nün 2014/ 62 talimat sayılı dosyasında düzenlenen 26.06.2014 tarihli haciz tutanağının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…davacının başvurusu şikayet olmayıp İİK’nun 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış istihkak davası niteliğinde olduğu, istihkak davasının nispi harca tabi olması nedeniyle davacı vekiline harca esas değeri bildirmesi ve noksan harcı yatırması için süre verilmesine rağmen davacı vekilinin harca esas değeri bildirmediği ve noksan harcı yatırmadığı bu durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği..” gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 33. (1086 sayılı HUMK’nun 76.) maddesi uyarınca Türk hukukunu re’sen uygulamakla yükümlü olan hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir.

Bu ilke ışığında, dava dilekçesi içeriğindeki anlatımdan ve talep sonucundan uyuşmazlığın, şikayete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Şikayetçi 3. kişi, maktu harç yatırmak suretiyle İcra Mahkemesi’nden haczin İİK’nun 99. maddesine göre yapılması ve alacaklıya istihkak davası açması için süre verilmesi gerektiğini belirterek İcra Müdürlüğü’nün İİK’nun 99. maddesinin uygulanması talebinin reddine ilişkin işleminin iptalini, İİK’nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluyla istemiştir. Yerel mahkemece, şikayetçinin istemi aşılarak, ortada bir istihkak davası olmadığı halde talebi istihkak davası olarak nitelendirilerek yukarıda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.