Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/6860 E. 2015/19582 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6860
KARAR NO : 2015/19582
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 13. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2014
NUMARASI : 2014/728-2014/842

B.. E.. ile H.. K.. aralarındaki katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İstanbul 13. Aile Mahkemesi’nden verilen 18.12.2014 gün ve 728/842 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.11.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden kimse gelmedi. Karşı taraftan davacı vekili Avukat A.. Ö.. geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Bülent vekili, .. Köyü 1190 parsel sayılı taşınmazda davalı lehine tesis edilen intifa hakkı üzerinde, tasfiye tarihindeki sürüm değerinin yarısının kanun gereği davacının katılma alacağı olduğunu, intifa hakkı tesisi için ödenen bedelin büyük bir kısmının da davacı tarafından ödendiği gibi ayrıca evin içine tadilat yapılması, bahçe düzenlenmesi gibi bakım ve onarım işlerinin tamamının davacı tarafından yapıldığını açıklayarak katılma alacağı olarak şimdilik 10.000 TL, davacının taşınmazın iyileştirilmesine ve korunmasına karşılık değer artış payı olarak şimdilik 5.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 27.06.2012 tarihinde harcını yatırdığı dilekçesi ile değer artış payı alacağı isteğini 1.400.000 TL, katılma alacağı isteğini ise 1.000.000 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı Hümeyra vekili, tasfiye konusu 1190 parselin mülkiyetinin üçüncü kişi adına olduğunu, taşınmaz hakkında Eyüp 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2010/352 Esas sayılı dosya ile davacısı Orman Genel Müdürlüğü tarafından üst hakkı tesis edilen .. Yapı A.Ş’nin adına tesis edilen kat irtifaklarını sözleşmeye aykırı olarak .. Faaliyetleri A.Ş’ne devrettiğini, bu şirketin de Orman İdaresi’nden izin almadan ve rızası dışında kat irtifakı tesisi ve intifa hakkı tesisi oluşturduğu iddiaları ile intifa hakkının tapudan terkini talepli dava açıldığını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının katkısının sözkonusu olmadığını, Mahkeme tarafından katılım payına karar verilmesi halinde davalının bu katılım payını nakit ödeme imkanı olmadığından TMK 239. maddesi gereği aynen ödemek istediğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemenin ilk kararı, davalı vekilinin temyizi sonunda, hükümde bulunması gereken hususları içermediği, delillerin tartışılmadığı, hükmün gerekçesiz olduğu kabul edilerek Daire tarafından bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, ilk hükümde olduğu gibi, davanın kısmen kabulü ile 1.400.000 TL değer artış payı alacağı ile 982.666,25 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 2.382.666,25 TL.nin karar tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
.. köyü 1190 parsel kayıtlarda .. devlet ormanı olarak görünmekte olup, 2068000 m2 miktarındaki taşınmaz üzerinde 49 yıl süre ile .. Turizm A.Ş. adına üst hakkı tesis edilmiş, bu üst hakkı da 03.08.2009 tarihinde.. Faaliyetleri ve Turizm Yatırımları A.Ş.ne devredilmiştir. Parselin kat irtifaklı 417/100000 arsa paylı 103 numaralı bloktaki 204 numaralı bölümünde konaklama tesisi+müstakil apart niteliğinde 14.04.2006 tarihinde başlamak ve 01.11.2040 tarihine kadar geçerli olmak üzere H.. E.. lehine 626.120 TL bedelle intifa hakkı tesis edilerek tapuya tescil edildiği görülmektedir. Dava, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken davalı Hümeyra adına tapuya tescil edilmiş intifa hakkı değeri ile intifa hakkı tesis edilen konaklama tesisi+müstakil apart niteliğindeki yapıya yapılan tadilatlarla ilgili olarak değer artış payı ve katılma alacağı talebine ilişkindir.
Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 s.lı TMK’nun 235/1. m). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına(nitelik, seviye, aşama vs) göre değerlendirilir (TMK’nun 228/1. m). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK’nun 227/1 ve 235/1. m), sürüm (rayiç) değerleri (TMK’nun 232, 239/1. m) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemiz’in uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir.
Tasfiyeye konu malvarlığında, katkı tarihinden sonra değerinde azalma olmuşsa, katkının başlangıçtaki değer esas alınır (TMK’nun 227/1. m). Denkleştirmede ise, aksine değer azalması olması durumunda azalmış hali ile değerlendirilir (TMK’nun 230. m)
Davalı tarafın savunmasında da belirtildiği gibi, Orman İdaresi’nden alınan izinle 49 yıllığına turizm tesisi oluşturulacak olan 1190 parsel üzerinde dava dışı şirket lehine daimi ve müstakil üst hakkı kurulmuştur. Bu üst hakkı üzerinde de bağımsız bölümler oluşturulup kat irtifakları kurularak, kat irtifakları üzerine 3.kişiler lehine intifa hakları tesis edilmiştir. Tapu kaydı üzerinde .. Faaliyetleri ve Turizm Yatırımları A.Ş. adına 343 adet kat irtifakı mevcuttur. Bu irtifaklardan 237 adedi üzerinde de 3.kişiler lehine intifa hakkı bulunmaktadır. Orman İdaresi tarafından kamu yararının gözardı edildiği ve bağımsız bölümler oluşturularak 3. kişiler lehine menfaat sağlandığı, izin irtifak hakkının devri için Orman İdaresi’nin muvafakatinin alınmadığı iddiası ile kat irtifakları ve 3. kişiler lehine oluşturulan intifa haklarının iptali ve kayıtlardan terkini için 24.09.2010 tarihinde dava açılmıştır. Bu davanın İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/352 Esasına kaydedildiği ve halen sonuçlanmadığı, dava dilekçesinde 99.sırada H.. E..’nun da davalı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 165. maddesine göre, bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir. O davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici sorun yapabilir.
Somut olayda; Yukarıdaki açıklamalar ile durum ve Orman İdaresi’nin açtığı davanın niteliği, intifa haklarının da süreli olduğu dikkate alındığında, davanın Orman İdaresi lehine sonuçlanması halinde 1190 parsel üzerindeki gerek üst hakkı gerekse intifa haklarının da iptal edileceği, bu hakların iptali halinde de taşınmaz üzerindeki yapıların hukuki durumları değişeceğinden davacının değer artış payı ve katılma alacağı haklarının kabul edilip edilmeyeceği, hesaplamanın yapılıp yapılmayacağı da dahil olmak üzere yeni sonuçlar doğabileceği gözetildiğinde eldeki davayı etkileyeceği açıktır. Mahkemece bu nedenle İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2010/352 Esas sayılı dava dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılıp sonucunun beklenilmesi, sonrasında beklenen dosyadaki oluşacak durum da dikkate alınarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç uyarınca uyuşmazlıkla ilgili bir karar verilmesi gerekirken, açılan davanın sonucu beklenmeden eksik araştırma inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 40.689,98 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.