Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/6564 E. 2015/14246 K. 30.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6564
KARAR NO : 2015/14246
KARAR TARİHİ : 30.06.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

…. ve müşterekleri ile…. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair… Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 04.07.2014 gün ve 219/270 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.06.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden kimse gelmedi. Karşı taraftan….. vekili Avukat… geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar ….. mirasçıları vekili, kök muris anneleri .. ..ten kalan. Köyü… parselde davalıların murisleri….. ve ……’e ait miras paylarının 05.11.1983 ve 19.01.1996 tarihli harici senetlerle satın alındığını açıklayarak 65 parselde……ve ……’e miras yolu ile intikal eden miras hisselerinin tamamının iptali ile davacılar adına tesciline bu mümkün olmadığı takdirde arazinin dava tarihindeki gerçek değerinin tespiti ile tespit edilen değer üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … ve…. ile dava….. vekili, dayanak senetlerin usule uygun düzenlenmediklerini ve geçersiz olduklarını, senette şahit ve aza imzalarının eksik olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dayanılan senetlerde aza ve tanık imza eksiklikleri ile dinlenen senet tanıklarının beyanları karşısında satın alma iddiasının kanıtlanamadığı anlaşıldığına göre davacılar vekilinin aşağıdaki husus dışındaki esasa yönelen diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava 10.000 TL değer üzerinden harcı yatırılarak açılmıştır. Mahkemece, daval….. ile…..’in davada vekille temsil ettirildiklerinden hareketle dava konusu 65 parseldeki 1/6 miras payını ….’nın, 1/6 miras payını ……’in davacılar murisi ..’a sattıkları toplam 2/6 miras payının keşfen belirlenen ve harcı da tamamlanan 416.827,60 TL üzerinden… ve… lehine 29.673,10 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davada tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde dava konusu arazinin dava tarihindeki gerçek değerinin tespiti ile tespit edilen değerin tahsili istendiğine, dava dilekçesinde değer 10.000 TL gösterilmekle birlikte, talebin niteliğine göre dava konusu taşınmazın gerçek değerini belirlemek ve bu değer üzerinden harcı tamamlatmak Mahkemenin görevinde bulunduğuna, harç ve vekalet ücretinin de gerçek değer üzerinden hesaplanması gerektiğine göre davada keşfen belirlenen ve harcı tamamlanan değerin dava değeri olduğunda duraksamamak gerekir.
Davada….ın vekili olmadığı, davalılardan…. oğlu …..’in vekille temsil edildiği görülmektedir….’un annesi ……’in taşınmazdaki miras payı 1/6 orana isabet etmektedir. Davacıların miras payını satın aldığını iddia ettiği diğer mirasçı…….’nın mirasçıları davada vekille temsil ettirilmemişlerdir. Bu durumda mahkemece, davada kendisini vekille temsil ettiren…lehine murisi ….’nün 1/6 miras payının keşfen belirlenen ve harcı da tamamlanan 208.413,80 TL değeri üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, diğer mirasçı ……nın 1/6 miras payı ile birlikte değerlendirilerek 2/6 payın değeri üzerinden yazılı şekilde vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacılar vekilinin esasa yönelen temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenle REDDİNE, davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelen temyiz itirazları (2) nolu bentte yazılı nedenle yerinde olup hükmün bu sebeple bozulması gerekirse de bu hususa ilişkin yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hükmün 4.fıkrasındaki ”Davalı ….. ve …. davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 26.973,10 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekil bulunan davalılara verilmesine” sözcüklerinin hükümden çıkartılarak yerine ”davalı…. kendisini yargılama oturumlarında vekille temsil ettirdiğinden, harcı tamamlanan 208,413,80 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.704,80 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …..’e verilmesine” sözcüklerinin eklenmesine, Yerel Mahkeme hükmünün bu kısmının 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HMK’nın 304. maddesi (1086 sayılı HUMK’nun 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, onama gerekçesi dikkate alınarak taraflar lehine Avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 30.06.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Davacılar vekili, dava dilekçesinde davanın harca esas değerini 10.000 TL olarak göstermiş, davalının bu değere itirazı olmamıştır. Mahkeme harçlar kanunu uyarınca keşif yaparak dava değerini resen daha fazla bir miktar olarak belirlemiş, davacıya bu değer üzerinden harcı tamamlatmıştır. Dava reddedilmiş, kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına mahkeme harca esas değer olarak belirlenen yüksek değer üzerinden nispi vekalet ücreti hesaplayarak buna hükmetmiştir.
Kural olarak avukatlık ücreti vekilin sarf ettiği emek ve mesainin karşılığıdır.
Davalının harca esas değere bir itirazı olmadığına, dava değeri konusunda davacılar vekili üzerine düşeni yapmadığına göre; mahkemenin kendisine düşen usulü yükümlülüğüne ilişkin işlemden vekalet ücretine yönelik olarak yararlanması, adil yargılanma hakkına aykırıdır. Davalı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin davacının dava dilekçesinde gösterdiği harca esas değer (dava değeri) üzerinden takdir edilmek üzere, hüküm bozulmalıdır. Bu nedenle, değerli çoğunluğun temyiz incelemesiyle ilgili diğer kararlarına katılmakla birlikte, bu yöne ilişkin düzeltili onama kararına katılmıyorum. 30.06.2015