Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/6269 E. 2015/8648 K. 16.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6269
KARAR NO : 2015/8648
KARAR TARİHİ : 16.04.2015

İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Şikayet eden borçlu….. vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan ilama dayalı takipte, borçlunun …. nezdindeki hesaplarına haciz konulduğunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 5999 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 6. maddesi ve 6111 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesine göre bu madde uyarınca ödenecek tazminatın tahsili için İdarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilmeyeceğini, öte yandan borçlu idarenin gördüğü hizmet kapsamında tüm mal hak ve alacaklarının nitelikleri gereği kamu hizmetinin sürdürülebilmesi için kamuya tahsisli olduğunu, ayrıca İİK’nun 82/1. maddesi kapsamında borçlu Kurum mallarının haczinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle yapılan haciz işleminin yasaya aykırı olduğunu açıklayarak, haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 8.H.D. tarafından” …’nin su ve atık su bedelleri gelirleri vergi, resim ve harç hükmünde olmadığından, 5393 sayılı Kanun’un 15/son maddesi uyarınca kamu hizmetinde fiilen kullanılmadığı sürece haczine engel bir hüküm bulunmadığı, borçlu kurumca şikayete konu edilen haciz konusu su bedellerinin fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı da ispatlanamadığı ayrıca borçlu idarece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilerek, borçlu vekilinin şikayetinin reddine karar verilmesi gerekir. ” gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek 11.09.2014 tarihli 29116 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasa ile Belediye Kanunu’nda yapılan yasal düzenleme nedeniyle şikayetin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
11.09.2014 tarihli 29116 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddenin son fıkrasına “icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamaz” hükmü eklenmiştir.
Yine aynı Yasa’nın 123.maddesi ile 5393 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8.maddede “15. maddenin son fıkrası hükümleri, devam eden her türlü icra takipleri hakkında da uygulanır. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” hükmü yer almaktadır.
Yasa hükümleri incelendiğinde 6552 sayılı Kanun’un 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. maddesinin son cümlesinde hacizlerin kaldırılması usul ve yöntemini “söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” şeklinde açıkça belirtmiştir. Bu durumda Mahkemece İcra Müdürlüğü’ne 6552 sayılı Kanun’un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda 15.maddenin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat verilmekle yetinilmesi gerekirken anılan yasal prosedürün işletilmesi sağlanmadan haczin kaldırılması şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.