Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/5524 E. 2017/4989 K. 04.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5524
KARAR NO : 2017/4989
KARAR TARİHİ : 04.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, borçlu şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen adresinde haciz yapıldığını, haciz esnasında davalı 3. kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, ancak icra takibi devam ederken bu iş yerinin davalı tarafından devralındığını, bu nedenle devralan davalının da bu borçtan sorumlu olduğunu belirterek davalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi, yapılan haczin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin haciz yapılan bu taşınmazı 2012 yılında tapu malikinden satın aldığını, borçlu ile müvekkili şirket arasında hiçbir bağlantı olmadığını, müvekkil şirketin bu yeri satın aldıktan sonra tüm malzeme, araç ve gereçleri de bizzat kendisinin satın aldığını beyan ederek davanın reddini, haksız ve kötü niyetli yapılan bu haciz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen ve davacı/alacaklı yararına olan mülkiyet karinesinin aksinin davalılar tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, 3. kişi şirketin borçlu şirketin sözleşmesi sona erdikten sonra başka bir akaryakıt firması ile anlaşarak akaryakıt istasyonu işletmeye başladığı, borçlu şirketin farklı bir firma adı altındaki işletmesine ait lisansının bittiği, 3. kişi şirketin yeniden bayilik başvurusu olduğunun bildirildiği, bu bakımdan lisans devrinin söz konusu olmadığı, mahcuzlara ilişkin faturalar ile….. lisansına ilişkin başvuru ve belgeler, iş yeri ruhsatı, bayilik sözleşmelerinin sunulduğu hacizde borçlu şirkete ait bir belgeye rastlanmadığı, şirketlerin ortaklık yapıları arasında da bir benzerlik bulunmadığı dikkate alındığında, davalı 3. kişinin İİK.nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatladığından Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı 3. kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.