YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5515
KARAR NO : 2015/8556
KARAR TARİHİ : 16.04.2015
İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, 13/03/2014 tarihli hacze konu menkullerin müvekkiline ait olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı -alacaklı vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlular davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; takip dosyasının İcra Müdürlüğü’nce İcra Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiği, Mahkeme’nin 07/02/2013 tarih 2013/79 Esas 2013/102 Karar sayılı kararı ile takibin devamı ile 3. kişiye istihkak davası açması için 7 gün süre verdiği, mahkeme kararının 3. kişiye 15/04/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacı 3. Kişinin ise 7 günlük yasal süre geçtikten sonra 02/05/2014 tarihinde istihkak davasını açtığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun’un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Söz konusu 7201 sayılı Yasa’nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanuna göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır.
Muhatap o adreste hiç oturmamış ya da adresten ayrılmış dahi olsa tebligat iade edilmeyecek, 21/2. madde gereğince işlem yapılacaktır. Bunun yapılabilmesi için de tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki Mernis adresi olduğunu tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce: Bilinen en son adresi esas alınarak (bilinen bir adresi yok ise adres kayıt sistemindeki adresi esas alınarak) tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh de düşülerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Somut olayda, temyize konu davanın davacısı 3. kişiye 7 gün içinde istihkak davası açması hususunda muhtariyeti konulu İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/79 Esas, 2013/102 Karar sayılı kararının, davacının adres kayıt sistemindeki adresi olan …. Mah. … Bulvarı No:..-…./… Merkez Malatya adresine Tebligat Kanunu’nun 2l/1. maddesine göre yapıldığı görülmektedir.
Halbuki, 3. kişinin bilinen … Mah. … Cad. No:…/… Elazığ adresine 21.01.2013 tarihinde hacze gidilmiş ve haciz sırasında hazır olan eldeki davanın davacısı … haciz mahallini kiraladığını, işyeri olarak kullandığını ve içindeki menkullerin kendisine ait olduğunu iddia etmiş olup, söz konusu adresin tebligata elverişli olmadığı (bu adreste artık kişiye tebligat yapılamadığı) tespit edilmeden söz konusu adres Mernis adresi de olsa Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre işlem yapılması doğru değildir. Dolayısıyla yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda 3. kişiye 7 gün içinde istihkak davası açması hususunda muhtariyeti konusunda ihtarat içeren tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
Bu koşullarda Mahkemece, davanın süresinde açıldığının kabulü ile tarafların iddiaları ve savunmaları ile gösterdikleri delillerin toplanması neticesinde oluşacak sonuca göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın süre yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hükmün İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.