Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/4832 E. 2015/14247 K. 30.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4832
KARAR NO : 2015/14247
KARAR TARİHİ : 30.06.2015

MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

….. ile…… aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair…… Aile Mahkemesi’nden verilen 29.04.2014 gün ve 636/862 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.06.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı…… bizzat ve vekili Avuka…….. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı…. vekili, davacının 1973 den beri 40 yıldır aynı işyerinde çalıştığını, elde ettiği gelirini davalının aldığını ve değişik yatırımlar yaparak bankalara yatırdığını, davacının evlilik sonrası bir malvarlığı bulunmadığını açıklayarak 2002 yılı öncesi ve sonrasına ilişkin gelirleri yönünden fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 25.000 TL.nin davalıdan tahsilini istemiş, talebini harcını da yatırdığı 30.10.2014 tarihli dilekçe ile 305.769,03 TL katkı payı ve katılma alacağı olarak ıslah etmiştir.
Davalı …. vekili, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının mahkemenin 2005/993 Esas sayılı dosyasında görülen ve açılmamış sayılmasına karar verilen davada ortak birikimlerinden hemen hemen hakkının tamamını aldığını, davacının dürüstlük kuralına aykırı hareket ederek sebepsiz zenginleşme arayışı içinde olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, TMK’nın 231 ve 236. maddeleri uyarınca davanın kabulü ile 305.769,03 TL katkı değer artışı ve katılım alacağı miktarının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 30.12.1970 tarihinde evlenmiş, 21.09.2010 tarihinde açılan ve kesinleşen dava sonunda boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrığı (TKM’nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK’nın 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK’nın 202.m).
Dosya kapsamına göre davacının talebi, …. Bankası, ….,…. Bankası ve …… Bankasında davalı adına açılan hesaplarda davacının katkısı da olduğu iddiası ile açılan katkı payı ve katılma alacağı niteliğindedir.

Mahkemece, banka hesapları ile ilgili hukukçu bilirkişiden alınan 27.08.2014 tarihli rapordan hareketle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Tarafların her ikisinin de evlenme tarihinden itibaren Almanya’da çalışarak gelir elde ettikleri açıktır. Dosyada dava konusu …..Bankası ile ilgili bir hesap olmadığı belirlenmiş,……. Bankasındaki hesapların ilk açıldıkları 1985 yılından itibaren tüm hesap hareketleri getirtilmiş, diğer….. ve….Bankasında bulunan hesaplarla ilgili 2010 yılı itibarıyla hesaptaki miktarlar bakımından cevaplar alınmış, davalı vekili tarafından bu hesaplara ait hesap ekstreleri de sunulmuştur.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine göre davalı vekilinin aşağıdaki hususlar dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraf gelirleri, toplanan deliller ve TKM’nin 152.maddesi de gözetildiğinde davacının 01.01.2002 öncesi dönem için %30 katkı payı oranının bulunduğunun kabul edilmesi yerindedir. Yine 01.01.2002 sonrası dönemle ilgili yasa gereği artık değerin yarısı oranında davacının katılma alacağı hakkı olduğundan, davacının %50 orana göre hak sahibi olacağı da açıktır. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda ayrı ayrı bu oranları dikkate alması, %30 oranın katkı payı alacağı, %50 oranın ise katılma alacağı için geçerli olduğunu gözetmesi gerekirken, bu iki oranın toplanarak ortalama %40 oranın iki dönem için de hesaplamaya katılması hatalıdır.
3-Katılma alacağı, eklenecek değerlerden (TMK’nun 229) ve denkleştirmeden (TMK’nun 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malların (TMK’nun 219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçları çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinde (TMK’nun 231) diğer eşin alacak hakkıdır. (TMK’nun 236/1).
Davacının çalışarak elde ettiği geliri ile hesapların açılmasında katkıda bulunduğu, özellikle……. Bankasındaki hesapların birbiri ile ilişkileri, bir hesaptan bazen bir miktarının çekilerek yeni hesap açılarak bu durumun faizler de işletilerek 2007 yılına kadar devam ettirilmesi, bu durumun uzmanlık gerektiren teknik hesaplamayı gerektirmesi karşısında bir hukukçu bilirkişiden alınan raporla eksik inceleme ve denetime imkan vermeyen rapora dayanılarak hüküm kurulması da doğru değildir.
Mahkemece, davacının katkı payı ve katılma alacağının hesaplanabilmesi için öncelikle yukarıdaki davacının katkı payı ve katılma alacağı oranlarının çarpılacağı miktarlar bulunmalıdır. Bu miktarlar bulunurken, katkı payı alacağı için 01.01.2002 tarihi itibarıyla dava konusu yapılan ….’ta ….. ve…. numaralı,…. Bankasında ise….. ve …..numaralı hesaplar ile…… Bankasında davalı adına 1985 yılından itibaren açılan ve 2007 yılı itibarıyla devam ettirilen tüm hesaplara ait hesap ekstrelerinin dosya arasına ilk açılış tarihlerinden itibaren eksiksiz getirtilmesi, dosyanın konusunda uzman bankacı, mali müşavir ve hesap bilirkişisine tevdi edilerek bu hesaplarda öncelikle 01.01.2002 tarihi itibarıyla bulunan ve katkı payı alacağı hesabında dikkate alınacak miktarın belirlenmesinin, ayrıca aynı hesaplarda birbiri ile ilgili irtibat, havale, para yatırma, çekme ve benzeri bankacılık işlemleri de gözetilerek mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla mevcut miktarların hesaplanmasının istenmesi, 01.01.2002 itibarıyla bulunan bu miktarda davacının %30 oranda katkı payı alacağının olduğunun, 01.01.2002 sonrası dönemle ilgili bulunacak artık değer hesabında 01.01.2002 itibarıyla bulunan miktarın hesapta düşülmesi gerektiğinin gözönüne alınması; artık değer kalması halinde bunun yarısı oranında davacının katılma alacağı hakkı bulunduğunun düşünülmesi, bulunacak miktarlardan döviz olarak tespit edilenlerin katkı payı alacağı için dava, katılma alacağı için karar tarihine en yakın TL değerinin dikkate alınması, bu miktarlar üzerinden davacının talebi ile tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekir. Katkı payı ve katılma alacağı için ayrı hesaplama yapılmaması ve bankacılık işlemlerini içeren teknik hesaplamaya ilişkin denetime elverişli rapor alınmaması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenle REDDİNE, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine,
taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 5.250,00 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.