YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4272
KARAR NO : 2017/3440
KARAR TARİHİ : 13.03.2017
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, … 28. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3061 Esas sayılı dosyasında haczedilen malların borçluya ait olduğunu,istihkak iddiasında bulunan 3. kişi ile borçlunun baba oğul olduğunu, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığını, borçlunun haciz yapılan işyerinde sigortalı olarak çalıştığını, iş yerindeki ürünlerin muvazaalı olarak istihkak iddiasında bulunan ….e devredildiğini iddia ederek davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili, müvekkili …’ın 2009 yılından beri fiilen söz konusu iş yerini işlettiğini, bunun vergi levhası ve esnaf sanatkarlar sicil tasdiknamesi ve oda kayıtlarından anlaşılabileceğini, davalıların baba oğul olduklarını ancak borçlunun 3. kişi yanında sigortalı olarak çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı 3. kişi …n 2009 yılından bu yana haciz yapılan yerde gözlük ve saat üzerine faaliyet gösterdiği, borçlu babası ile bu iş yerinin bir ilgisinin olmadığı, haczedilen malların davalı …’e ait olup borçlunun bir süredir yanında çalıştığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı alacaklı vekili temyiz etmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi isteğine ilişkindir.
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve takibe konu bonoda yazılı adreste yapılmıştır. Buna göre, İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Takip borçlusu ile 3. kişinin baba-oğul olmaları, babanın oğlunun yanında haciz adresinde sigortalı olarak çalışıyor olması, dayanak bononun lehdarı olan tanık …’ın beyanına göre borcun borçlunun şahsi borcu olması, ayrıca davalı 3. kişinin dayandığı belgelerin temini her zaman mümkün belgelerden olması dolayısıyla, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyecekleri dikkate alındığında davalı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığının kabulü gerekir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, alacaklının açtığı davanın kabulü yerine, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.