YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4135
KARAR NO : 2015/14242
KARAR TARİHİ : 30.06.2015
MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanmadan sonra açılan (katkı payı)
…… ile ….. aralarındaki boşanmadan sonra açılan (katı payı) davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair …… Aile Mahkemesi’nden verilen 18.11.2014 gün ve 261/700 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.06.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … vekili, tarafların evlilikleri sırasında birlikte çalışarak inşa ettikleri 3 katlı evde davacının 1966 yılından beri oturduğunu, davalının bu taşınmazı 2004 yılında kendi adına tapuya tescil ettirdiğini açıklayarak şimdilik 100.000 TL gayrimenkul değerinin yarısının faizi ile birlikte davacıya verilmesini istemiş, harcını yatırdığı 17.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 144.886 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı….vekili, davalının dava konusu evi 1984 yılından önce mal ayrılığı döneminde iktisap ederek tapu tahsis belgesi aldığını, belgede tüm bedelin,vergi ve harçların davalı tarafından ödendiğinin yazdığını, davacının hayatı boyunca hiç çalışmadığını, ev işlerine harcadığı emeğin de katkı sayılamayacağını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 18.618,60 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 14.01.1954 tarihinde evlenmiş, 10.11.2003 tarihinde açılan ve kesinleşen dava sonunda boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrığı (TKM’nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK’nın 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK’nın 202.m).
Dava konusu 6588 ada 31 parsel, 1960’lı yıllarda 9144 parsel olarak Hazine adına tapuda kayıtlı iken 1965 yılında üzerine üç katlı bina yapıldığı, tanık beyanlarına göre her yıl bir kat çıkılan binanın davalının Almanya’ya gittiği 1970 yılında tamamlandığı, 23.08.1994 tarihinde davalı adına tapu tahsis belgesi verildiği, taşınmaza ait tapu 04.03.2004 tarihinde Kağıthane Belediyesi’ne devredilmiş ise de 27.04.2004 tarihli encümen kararı ile yerin 2981/3290 sayılı Yasa’nın 10/b-c maddeleri gereğince davalıya satışına dair karar alındığı, davalının satış bedelini yatırması sonunda Belediye tarafından 07.09.2004 tarihinde taşınmazın davalı adına tescilinin istendiği, neticede 08.09.2004 tarihinde davalı adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki husus dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın 1965 ile 1970 yılları arasında inşa edildiği ve davacının da bu binanın inşaatında davalıya ait işyerinde eşine yardımı aşacak şekilde sürekli ve düzenli çalışmak suretiyle aile bütçesine artı değer, katkı sağladığı, iki tarafın çalışarak elde ettikleri gelirler net tespit edilememekle birlikte, davalının 1970 yılından itibaren Almanya’da çalışarak gelir elde ettiğinin sabit olması karşısında bu davalarda uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nun 50 ve 51. maddeleri ile TMK’nun 4. maddesinde yazılı hak ve nesafet, hakkaniyet ilkeleri gözetildiğinde davacı kadının alacak hesabında dikkate alınan % 30 katkı oranı yerindedir. Katkı payı alacağı hesabında, binanın dava tarihindeki piyasa rayiç değeri üzerinden %30 oran dikkate alınarak hesap yapıldığına göre bina ile ilgili hükmedilen miktar da doğrudur.
Ancak dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre davacının sadece 6588 ada 31 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan bina ilgili değil, binanın bulunduğu taşınmaz arsası bakımından da mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece talep dikkate alınarak dava konusu taşınmaz arsası ile ilgili talep de gözetilerek davacının arsa ile ilgili mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı bulunup bulunmadığının, taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bu konuda da bir hüküm kurulması gerekirken, taşınmaz arsası ile ilgili talep gözden kaçırılarak bu hususta olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları (2) nolu bentte yazılı nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün taşınmaz arsası ile ilgili talebe yönelik olarak 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenle REDDİNE, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya adesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.