Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/3573 E. 2017/4927 K. 03.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3573
KARAR NO : 2017/4927
KARAR TARİHİ : 03.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tespit

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, davaya konu 11 parsel sayılı taşınmazda davalıların hissedar olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan evin ve su deposunun ise vekil edeni tarafından yapıldığını, davalılardan …’ın vekil edeninin dava konusu eve ve taşınmaza girmesine engel olduğunu, diğer davalıların ise evin kilidini değiştirdiğini açıklayarak, taşınmaz üzerinde bulunan evin ve su deposunun mülkiyetinin vekil edenine ait olduğunun tespiti ile davalıların ev ve su deposuna vaki müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan .., davacının taşınmazda pay maliki olmadığını, taşınmazın murisleri ….. adına kadastro sırasında tespit edildiğini ve ölümü ile taraflarına kaldığını, ev ve su deposunun kendilerine ait olduğunu beyan etmişler, davalılar ……vekili 19.08.2014 tarihli dilekçesi ile, eda davası açılabilecekken tespit davası açılamayacağını, taşınmazın kadastro öncesinde de tapulu olduğunu, kargir bina, ahır ve su deposu olarak tespit gördüğünü bildirmiş, davalı … ön inceleme duruşmasında davayı kabul etmediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, açılan davanın muhdesatın aidiyetinin tespiti davası olduğu, bu davanın açılması için özel dava şartının öngörüldüğü, davacının dava konusu taşınmazda herhangi bir pay sahibi olmadığı, davalı …’ın da tapuda pay sahibi olmadığı husumet yöneltilemeyeceği, bu taşınmaza ilişkin açılmış derdest olan kamulaştırma veya ortaklığın giderilmesi davasının olmadığı, bu davalardan birinin olmasının dava şartı olduğu, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkin olup, aynı Kanunun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Kural olarak, muhdesatın tespiti davaları, tapulu taşınmazlarda kamulaştırma ve ortaklığın giderilmesi davalarına hasren verilen süre içinde ya da muhdesat sahibinin talebi nedeni ile açılır, istisnai olarak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19. maddesi gereğince, kadastro sırasında, öncesi tapulu yada tapusuz bir taşınmaz üzerinde kalıcı nitelikte muhdesat var ise ve tespit malikinden başka kişiye ait ise bu takdirde tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmek üzere muhdesatın kime ait olduğu şerh edilir. Kadastro tespit öncesi nedene dayanılan davalarda, davacının tapuda paydaş olması zorunlu olmadığı gibi, açılmış bir kamulaştırma veya ortaklığın giderilmesi davasının bulunması da gerekmez.
Somut olaya gelince;
Davalı sıfatı ile davada yer alan … taşınmazda pay maliki bulunmadığından … hakkında verilen ret kararı yerindedir.
Ancak, her ne kadar davacı taraf taşınmazda pay maliki değil ve açılmış bir ortaklığın giderilmesi ya da kamulaştırma davası yok ise de, davacının talebi tespit öncesi yapıldığı iddia edilen muhdesata ilişkin olduğundan, mahkemece toplanmış ve toplanacak delillere göre az yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermesi gerekir iken, yukarıda yazılı yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.