Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/3355 E. 2015/8807 K. 20.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3355
KARAR NO : 2015/8807
KARAR TARİHİ : 20.04.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Şikayetçi borçlular vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; takip konusu ilamda vekil olduğu halde müvekkilleri ….. ve ….. adına taraflarına icra emri gönderilmeyip asillere gönderilmesinin usulsüz olduğunu, ayrıca takip konusu ilamda her üç müvekkilinin sorumluluğunun toplam %20 olmasına rağmen kararın 2. sayfasının 4. paragrafında ve ayrıca borçlular aleyhine ilamda teselsül hükmünün yer almamasına karşın borcun vekalet ücreti ve faiz ile ferilerinin tüm taraflardan müteselsilen istenmesi şeklindeki ilamlı icra takibinin usulsüz olduğunu belirterek icra emrinin iptali ile müvekkillerinin asıl borç ve vekalet ücreti ile faiz, icra harç ve masraflarından ancak %20 si oranında sorumlu olması gerektiğini belirterek icra emrinin talepleri doğrultusunda düzeltilmesine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; vekil varken asillere tebligat yapılması usulsüz olduğundan ….. ve ….. yönünden borçlu asillere gönderilen icra emirlerinin iptaline; diğer borçlu ….. vekiline icra emri tebliğ edildiği ve süresinde şikayette bulunduğundan bu borçlu yönünden şikayetin esası incelenerek; takip konusu mahkeme kararında yargılama giderlerinden sorumluluk şekli müştereken ve müteselsilen olarak belirlenmediğinden, tüm davalılar arasında takibe konu edilen alacakların bölüştürülmesi gerektiği; bu nedenle ilama aykırı icra emri düzenlendiği gerekçesi ile borçlu Sertan yönünden de icra emrinin iptaline karar verilmiştir. Hüküm borçlular vekilince temyiz edilmiştir.
1-Borçlular….. ve …. hakkında verilen karar incelendiğinde;
HMK 73, 81, 82, 83 Avukatlık Kanunu’nun 41., Tebligat Kanunu’nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur.
Ne var ki vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu’nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Şikayete konu İcra Müdürlüğü’nün 2014/20691 esas sayılı takip dosyasında takip dayanağı ilamda borçlular…. ve ….. vekili olduğu halde icra emirlerinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda icra emirlerinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de icra emirlerinin tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Ancak, icra emrinin borçlu asillere tebliğ edilmesinden sonra, borçlular vekilinin yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderilmediğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında müvekkillerinin asıl borç ve vekalet ücreti ile faiz, icra harç ve masraflarından ancak %20 si oranında sorumlu olması gerektiğini belirterek takibin iptaline ilişkin şikayetlerini de ileri sürdüğü görülmektedir. Bu durumda, mahkemece borçlular…. ve … vekilinin esasa ilişkin şikayetinin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde …. ve …. yönünden vekile tebligat yapılmak üzere borçlu asillere gönderilen icra emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
2-Diğer borçlu….. hakkında verilen karar incelendiğinde ise;
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek İcra Müdürlüğü gerekse sınırlı yetkili İcra Mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. -1997/776 K.; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 E.-2006/85 K.; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 E.- 2008/453 K. Sayılı ilamları).
Takip dayanağı İş Mahkemesi’nin 2006/208 esas 2013/471 karar sayılı ilamında “38.282,62.-TL gelirin onay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 4.461,09.-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine ” şeklinde hüküm kurulmuştur. İlamda ise üç davalı (1-…-mirasçıları 2-…. 3-…. şeklinde) yer almakta olup her bir davalının sorumluluğu 1/3 oranında olacağından şikayetçi borçlu yönünden bu oranı aşan kısım için icra emrinin iptali gerekirken Mahkemece icra emrinin tamamının iptali isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.