Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/22114 E. 2018/81 K. 09.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22114
KARAR NO : 2018/81
KARAR TARİHİ : 09.01.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Değer Artış Payı ve Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, birleşen-davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen davacı vekili ile davalı-birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı-birleşen davacı … vekili, dava ve birleşen dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile asıl davada değer artış payı alacağına, birleşen davada artık değere katılma alacağına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı-birleşen davalı … vekili, davanın ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile, 12.115,55-TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı-birleşen davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın kabulü ile, davacı tarafın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00- TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı-birleşen davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davacı vekili ile davalı-birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 -Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı- birleşen davalı vekilinin tüm, davacı-birleşen davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı-birleşen davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava ve birleşen dava, değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağı isteklerine ilişkindir.
Eşler, 05.11.1993 tarihinde evlenmiş, 12.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 592 ada 6 parseldeki 9 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.09.2004 tarihinde satın alınarak, davalı-birleşen davalı eş adına tescil edilmiş, boşanma dava tarihinden yaklaşık 1,5 ay önce 31.07.2008 tarihinde 3.kişiye satılarak devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken “eklenecek değerler” göz önünde bulundurulur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 229. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir.
Bu tür uyuşmazlıklarda; öncelikle, davalı eş tarafından 229. maddede sayılan amaç ve doğrultuda kazandırma veya devrin yapılıp yapılmadığı araştırılıp belirlenmelidir. Mahkemece, karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının anlaşılması durumunda, söz konusu mal mevcut kabul edilerek yapılan hesaplamada davacı tarafın katılma alacak hakkının olup olmadığı, varsa miktarı saptanarak davalı eşten tahsili yönünde hüküm kurulmalıdır. Tasfiyede devredilen malvarlığının devir tarihindeki durumu (niteliği, seviyesi, yaşı vs.) esas alınarak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm (raiç) değeri hesaplanır. (TMK’nun 235/2.)
TMK’nun 232. maddesi “Mal rejiminin tasfiyesinde malların sürüm değerleri esas alınır hükmünü, TMK’nun 235. maddesi “Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar. Edinilmiş mallara hesapta eklenecek olanların değeri, malın devredildiği tarih esa alınarak hesaplanır.” hükmünü içermektedir.
Somut olaya gelince; Mahkemece tasfiyeye konu taşınmazın TMK’nun 229.maddesi uyarınca eklenecek değer olarak kabul edilerek değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağı hesabı yapılması doğru ise de; söz konusu hesaplamaların taşınmazın devir tarihindeki değeri olarak belirlenen değer üzerinden yapıldığı görülmektedir. Az yukarıda açıklandığı üzere; tasfiyede devredilen malvarlığının devir tarihindeki durumu (niteliği, seviyesi, yaşı vs.) esas alınarak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm (raiç) değerinin esas alınması gerekmektedir. (TMK’nun 235/2.) Bu itibarla. Mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, tasfiyeye konu taşınmazın devir tarihindeki durumu esas alınarak tasfiye tarihindeki (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihindeki) sürüm (rayiç) değeri belirlenerek bu değer üzerinden talep miktarı da gözetilerek hüküm kurulması gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı-birleşen davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı-birleşen davalı vekilinin tüm, davacı- birleşen davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 5.743,96 TL’nin temyiz eden davalı-birleşen davalıdan alınmasına ve peşin harcın da istek halinde temyiz eden davacı-birleşen davacıya iadesine, 09.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.