Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/2044 E. 2017/5341 K. 10.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2044
KARAR NO : 2017/5341
KARAR TARİHİ : 10.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

… A R A R

Davacı vekili, davalılardan …. kardeşi ….’in, 20.06.1996 tarihinde davaya konu 324 ve 325 parselde kayıtlı taşınmazdaki hak ve hisselerinden 2000 m2’lik kısımı, mahallinde yer göstermek sureti ile vekil edenine sattıklarını, zilyetliği teslim ettiklerini ve bedelini nakden aldıklarını, vekil edeninin taşınmaz üzerine binalar yaptığını ve tesisler kurduğunu açıklayarak, 324 parselde davalı … adına kayıtlı bulunan 168/840 paydan, 110/840 payın terkini ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş, Mahkemece davacı tarafa verilen sürede tapuda kayıt maliki görünen diğer kişilere karşı da dava açılarak eldeki dava ile birleştirilmiştir.
Davalılardan …. davalı … kayyımı…..davayı kabul etmiş, davalı … vekili, tapulu taşınmazların köy senedi ile satılamayacağından bahisle davanın reddini istemiş, davalılardan Osman, …. ise davaya bir diyecekleri olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün 7.700,00 m2 olup, dosya kapsamına göre mutlak tarım arazisi vasfında bulunduğu, ferağa icbar talep edilen taşınmazın 109/840 payına yönelik olduğu, arazilerin büyüklükleri itibari ile hangi sınıf arazi olursa olsun hiç bir halde pay satışının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, haricen satışa dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere, tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır ve paylı mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda her pay birbirinden bağımsız olarak dava konusu olabilir. Bu nedenle davalı … dışında, Mahkemece verilen süre üzerine davacı tarafça haklarında ayrı bir dava açılarak eldeki dava ile birleştirilen 2011/129 Esas sayılı davanın davalılarının davada taraf sıfatları bulunmamaktadır.
Ayrıca, adına kayıtlı payın iptali istenen kayıt maliki …. davayı kabul etmiştir. Her ne kadar mahkeme tarafından, dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın mutlak tarım arazisi vasfında bulunduğu, ferağa icbar talep edilen taşınmazın 109/840 payına
yönelik olduğu, arazilerin büyüklükleri itibari ile hangi sınıf arazi olursa olsun hiç bir halde pay satışının mümkün olmadığı gerekçesiyle ret kararı verilmiş ise de, hemen belirtmek gerekir ki, 19.07.2005 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8. maddesinde bölünemez büyüklük kavramına yer verilmemiş, bu kavram daha sonra anılan Yasa’nın değişiklik yapan 09.02.2007 tarihli 5578 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle getirilmiştir. 09.03.1988 tarihli ve 1987/2-860 Esas, 1988/232 Karar sayılı Yargıtay…. kararında vurgulandığı üzere, aksine bir hüküm ya da kamu düzeniyle ilgili bir durum söz konusu olmadığı takdirde ve kural olarak herhangi bir kanun veya düzenleyici hüküm o Kanun’un yürürlüğe girdiği andan itibaren hukuksal sonuç meydana getirecektir. Somut olayda, davacınn dayanmış olduğu harici satım sözleşmesinin düzenlendiği tarih olan 20.06.1996 tarihi itibariyle 5403 sayılı Yasa’nın kapsamında kalmadığı anlaşıldığından, taşınmazın 5403 sayılı yasaya göre bölünemez nitelikte tarım arazisi olup olmadığına bakılmaksızın, davalı …’in davayı açık kabulü de göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 10.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.