Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/19078 E. 2015/20579 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19078
KARAR NO : 2015/20579
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Hacıbektaş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2015
NUMARASI :
DAVACI : Z.. U..
DAVALI : Ş.. Ü..
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı, Katılma Alacağı

Z.. U.. ile Ş.. Ü.. aralarındaki katkı payı alacağı, katılma alacağı davasının reddine dair Hacıbektaş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nden verilen 28.05.2015 gün ve … sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, evlilik birliği içinde taşınır ve taşınmaz malvarlığı ile alacaklar ile çeyiz senedinde yazılı eşyalar üzerinde tasfiye alacağı bulunduğunu ileri sürerek, mal rejiminin tasfiyesi ile payına düşen tasfiye alacağı ile çeyiz eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedelinin davalıdan alınmasını istemiş, aşamalarda talebin çeyiz ve mamelekten kaynaklanan alacağa ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili, tarafların boşanma dosyasında anlaştıklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 02.10.1998 tarihinde evlenmiş, 19.08.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 05.02.2015 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK’nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM’nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK’nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı Z., boşanma davasının 27.11.2014 tarihli son oturumunda, “Ben aylık 200 TL nafaka istiyorum, başkaca maddi-manevi tazminat talebim yoktur ” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Bu beyanlar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinde düzenlenen boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat, 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası ve 182. maddesinde düzenlenen iştirak nafakasına ilişkindir. Anlaşmalı boşanma halinde, tarafların sadece boşanma ve fer’ileri niteliğinde olan hususlar hakkında anlaşmaları zorunlu olup; ayrıca boşanmanın fer’i nitelğinde olmayan mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaşmaları zorunlu değildir. Bu itibarla; mahkemenin gerekçesinin aksine, taraflar arasında dava konusu malvarlığını
-//-
kapsayan bir tasfiye anlaşması bulunmadığı ve davacının TMK.2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılmasını teşkil eden tutum içinde olduğunu gösteren bir olgu bulunmadığı halde, tahkikate devam edilip tarafların gösterdikleri deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 170,00 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 17.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.