Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/17884 E. 2017/6082 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17884
KARAR NO : 2017/6082
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

… A R A R

Davacı 3. kişi vekili, 22.11.2012 tarihinde müvekkilinin adresinde mülkiyeti müvekkiline ait taşınırların haczedilip, muhafaza altına alındığını, borçlu ile müvekkilinin hiç bir bağlantısı bulunmadığını mahcuzların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun sabit olduğunu iddia ederek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, icra dosyasında haczedilmiş menkul mal olmadığını dosyada 3. kişi tarafından yatırılan teminat bedeli bulunduğunu, bunun üzerinde de istihkak iddiasının mümkün olmadığını, davacı şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 22.11.2012 tarihli haciz tutanağına göre, davacı tarafından 14.180,01-TL’nin talimat dosyasına yatırıldığı, bunun üzerine hacizlerin fek edildiği, ortada haczi kabil mal veya hak kalmadığı, her ne kadar davacı dava açma hakkını saklı tutmuş ise de dosya tahsil ile kapandığından, davacının ancak genel yetkili mahkemelerde dava açabileceği gerekçesiyle istihkak iddiası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Temyiz, haciz baskısı altında çekince kaydıyla yatırılan 14.180,01 TL’na ilişkindir. Davacı 3. kişi şirket yetkilisi 22.11.2012 tarihinde yapılan haciz sırasında, haczedilen menkullerle ilgili istihkak iddiasında bulunmuş ve ”haciz söz konusu olduğundan ve şirketimizin işlemlerinin durmaması için istihkak davası açma hakkımız saklı kalmak kaydıyla 14.801.01 TL’ni ödüyoruz” diyerek belirtilen parayı yatırmıştır. Bu beyanlar, yatırılan paranın, istihkak prosedürünün devamı şartına bağlı olarak, çekince kaydı ileri sürülerek yatırıldığı anlamına gelir. Belirtilen para, haciz baskısı altında ve çekince kaydıyla yatırıldığına göre, haczin söz konusu para üzerinde devam ettiği, istihkak iddiasının konusunun bu para olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda alacaklının, söz konusu parayı hacizde, haklı olup olmadığının, istihkak iddiası prosedürü içerisinde incelenerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, paraya ilişkin talebin çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.