YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17673
KARAR NO : 2015/22979
KARAR TARİHİ : 22.12.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI :
DAVACI : T.. B..
DAVALI : E.Spect Nük. Tıp Öz. Sağ. Mer. Ltd. Şti.
DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti
TC. Sağlık Bakanlığı ile E. Spect Nük. Tıp Öz. Sağ. Mer. Ltd. Şti. aralarındaki dava hakkında Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 27.052014 tarih ve … sayılı hükmün Daire’nin 17.03.2015 gün ve 2014/… Esas 2015/… sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı şirket vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK’nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK’nun 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye irad kaydına ve aşağıda dökümü yazılı 57,60 TL peşin harcın red harcına mahsubuna, 22.12.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, “Nükleer Tıp Görüntüleme Hizmet Alımı Sözleşmesine” dayalı prefabrik yapı mülkiyeti aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Eda davasının mümkün olduğu hallerde (kural olarak) tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı ilkesi gerek yargısal uygulamalarda gerek öğretide kabul edilmektedir. Davanın ‘muhtesat tespiti’ olarak nitelendirilmesinde de güncel hukuki yararın varlığı dava şartı olarak aranmaktadır.
-//-
Somut uyuşmazlıkta öncelikle davacı yanın eda davası açma olanağı, sonra da hukuki yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir.
Davacı idare anılan sözleşmeye dayanarak, kendisine ait taşınmazın bütünleyici parçası olduğu iddiası ile prefabrik yapı üzerinde mülkiyet hakkı ileri sürmektedir. Bu iddiasını, açacağı istihkak veya el atmanın önlenmesi gibi eda davalarında kanıtladığı takdirde amacına ulaşabilecektir. O halde, tespit davasını açmasında hukuki yararının bulunduğunu söylemek mümkün değildir.
Bu nedenle mahkemece HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddi yerine davanın kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği düşünüldüğünden, sayın çoğunluğun davalı yanın karar düzeltme isteminin reddi yönündeki görüşlerine katılmıyorum.
KARŞI OY
Temyiz aşamasında karşı oyumda gösterdiğim sebeplerle karar düzeltme talebinin kabul edilerek davanın reddine karar verilmek üzere, hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum.