YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17223
KARAR NO : 2017/6666
KARAR TARİHİ : 09.05.2017
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı … vekili, evlilik birliği içinde davacının kişisel malları ile alımına katkıda bulunduğu 3 adet taşınmaz satın alındığı, bu taşınmazlardan birinin mal kaçırma amacıyla davalı tarafından üçüncü şahsa devredildiğini, diğer iki taşınmazdan davalının kira geliri elde ettiğini belirterek edinimiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, dava değeri 10.000,00 TL olarak bildirilmiştir. Harcını yatırdıkları 06.02.2015 tarihli dilekçe ile kira alacağı yönünden 14.000,00 TL; 15.04.2015 tarihli dilekçe ile davaya konu 2 nolu mesken için 30.000,00 TL değer artış payı ve 105.000,00 TL katılma alacağı, 27 nolu mesken yönünden 30.865,25 TL katılma alacağı, 22 nolu mesken yönünden 117.500,00 TL katılma alacağı olarak talep açıklanmıştır.
Davalı … vekili, davacının sadece 2 nolu mesken alımında 9.500,00 TL katkıda bulunduğunu, diğer malvarlığının edinilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kira gelirlerinin edinilmiş maldan elde edilen gelirler çerçevesinde değerlendirilerek tahsiline karar verilmesi istenmiş ise de boşanma dava tarihi itibariyle mevcut mal rejimi sona ermiş olduğundan kira gelirlerinin tasfiye hesabına konu edilmesi mümkün görülmediği belirtilmiş, taşınmazlar yönünden davanın kabulü ile 283.365,25 TL’nin karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin 22 nolu meskene yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK’nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki(karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye(karara en yakın) tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır.
Somut uyuşmazlığa gelince, taraflar, 07.07.2004 tarihinde evlenmiş, 25.06.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 17.04.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Tasfiyeye konu edilen 22 nolu mesken eşler arasında edinilmiş mallar katılma rejiminin geçerli olduğu 16.06.2009 tarihinde satış yolu ile davalı adına tescil edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın tamamının edinilmiş mal olduğunun kabulü ile davacı lehine katılma alacağına hükmedilmiştir. Ne var ki dosya arasındaki tapu kaydının incelenmesinden taşınmaz üzerinde edinme tarihi ile aynı gün Asya Katılım bankası tarafından konulan 127.796,00 TL bedelli ipotek ile sonraki bir tarih olan 25.02.2010 tarihli Vakıfbank adına 168.000,00 TL ipotek bulunduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu ipoteklerin taşınmazın edinilmesinden kaynaklı olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmaksızın karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, her iki ipoteğe ilişkin evraklar ilgili bankalardan getirtilerek dosya arasına alınması, mal rejimi sona erdiği tarih itibariyle taşınmazdan kaynaklı borç bulunup bulunmadığı, var ise borç miktarı yukarıda izah edilen ilkeler uyarınca taşınmazın tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulması gerekeceğinden sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken 22 nolu mesken yönünden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesisi bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.