Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/16158 E. 2017/6348 K. 27.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16158
KARAR NO : 2017/6348
KARAR TARİHİ : 27.04.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili, 17.10.2011 günlü hacze konu menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haciz adresinin ve mahcuzların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, …..markalı bisikletlerin ve çocuk gereçlerinin tek üreticisi ve satıcısı olduğunu, hacze konu…marka ürünlerin alacaklı tarafından borçluya fatura edilip teslim edildiğini, üçüncü kişiye bu marka ürün satılmadığını, mahcuzların üzerindeki kargo etiketlerinde borçlunun adının yazdığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine karşın duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz’in 24.6.2013 tarih ve 2013/5238 Esas 2013/ 9846 Karar sayılı ilamı ile, borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumunun belirsiz olduğu, borçlunun yapacağı savunma ve sunacağı deliller işin esasına etki edeceğinden borçlunun davalı sıfatı ile duruşmalara katılmasının sağlanması, taraf teşkilinden sonra işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda haczin davacı üçüncü kişinin faaliyet adresinde yapıldığı, taraflar arasında muvazaa olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir delil olmadığı, davacının dayandığı fatura, ticari kayıt dökümleri ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde haczedilen menkullerin davacıya ait olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3. kişinin İİK’nun 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece,bozma ilamı doğrultusunda taraf teşkili sağlanarak borçlunun davaya dahili sağlandıktan sonra işin esası ile ilgili olarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir. Mahkemece hükme esas alınan Hukukçu-Matematikç ….. tarafından düzenlenen 21.6.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda sadece; davacı 3.kişi ile borçlu arasında ilişki olduğu, borçluya ait bir kısım malların muvazaalı bir şekilde 3.kişiye intikal ettirildiği, tarafların yaptıkları iş ve ibraz edilen fatura bilgileri göz önüne alındığında…marka puset, yürüteç, mama sandalyesi ve bisikletin muvazaalı intikale konu olduğu,hacze konu diğer menkuller açısından ise istihkak iddiasının doğru olduğu rapor edilmiştir. Bu bilgilere göre, anılan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime uygun bir rapor olduğundan bahsedilemez.
Bu durumda,davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı 3. kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak sureti ile haczedilen mahcuzların davacının dayandığı faturalarda belirtilen menkul mallardan olup olmadığı, bu faturaların davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulune uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, bundan ayrı davalı alacaklı tarafından dosyaya ibraz edilen faturaların hacze konu mallarla ilgili olup olmadığının tespit edilmesi, haciz sırasında üzerinde borçlu firmanın ünvanı olan ….yazılı kolilerde mal bulunup bulunmadığı var ise söz konusu faturalarla bağlantısı olup olmadığının belirlenmesi, öte yandan davacı 3.kişi dava dilekçesinde “2010 yılı içerisinde …’de bulunan ve daha önceden borçlu adına kayıtlı olan işyeri niteliğindeki 4 parça taşınmazı satın aldığını’’ açıkladığına göre, satın alınan taşınmazlar ile haciz mahallinin irtibatı olup olmadığının araştırılması; taraflar arasındaki organik bağın araştırılması, Vergi Dairesi’ndeki kayıtlar üzerinden haciz adresinde, haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin faaliyet gösterdiğinin araştırılması bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 27.4.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.