Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/1482 E. 2015/4100 K. 12.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1482
KARAR NO : 2015/4100
KARAR TARİHİ : 12.02.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı 3. kişi şirket vekili,. İcra Müdürlüğü’nün 2013/16237 sayılı icra takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, . İcra Müdürlüğü’nün 2013/234 talimat sayılı dosyasında yapılan 16.12.2013 günlü hacze konu menkullerin müvekkiline ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu ile 3. kişi-şirket arasında organik bağ bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; “davaya konu 16.12.2013 tarihli haciz tutanağına göre davacı 3. şahıs şirket yetkilisi olarak …’ın haciz mahallinde bulunduğu ve istihkak iddiasında bulunduğu, …’ın davacı şirketi temsile yetkili olduğuna dair vekaletnamenin icra dosyası içerisinde yer aldığı, 16.12.2013 tarihinde davacı tarafından haczin yapıldığının öğrenildiği, eldeki bu istihkak davasının ise 27.03.2014 tarihinde açıldığı, İİK’nun 96 ve 97. maddeleri gereği 3. kişinin istihkak iddiasını haczin yapıldığını öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde ileri sürmesi gerektiği, bu davanın ise 7 günlük yasal hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3. kişi vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3. kişinin İİK’nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Davacı üçüncü kişi şirket yetkilisi, 16.12.2013 tarihinde haciz yerindeki beyanı ile süresi içinde istihkak iddiasında bulunmuştur. İcra dosyasına süresinde bildirilen istihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava açma süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğü tarafından İİK’nun 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. İİK’nun 97/6 maddesi gereği prosedürün işletilmemesi halinde, dava açma süresi henüz başlamayacağından 3. kişi, hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar istihkak davasını açabilir. Prosedürün işletilmesi halinde ise İcra Mahkemesi’nce verilecek kararın ilgiliye tefhimi veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde davanın açılması gerekir.

Somut olayda; dava konusu haciz işlemi, 16.12.2013 tarihinde yapılmıştır. Haciz sırasında hazır bulunan …, şirketi adına istihkak iddiasında bulunmuş, alacaklı vekili istihkak iddiasını kabul etmemiş ve haciz işlemini yapan talimat icra dairesince de üçüncü kişi-şirket yetkilisinin istihkak iddiası hakkında esas icra dairesince işlem yapılmak üzere dosyanın esas icra dosyasına gönderilmesine dair karar verilmiştir. Eldeki bu istihkak davası, 20.03.2014 tarihinde açılmıştır. Davacı 3. kişi vekilinin temyiz dilekçesine eklediği.. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 13.03.2014 gün ve 2014/41 esas ve 2014/141 Karar sayılı karar örneğine göre de; “üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine, takibin devamına, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde istihkak iddia eden üçüncü kişi şirket yetkilisi …’ın istihkak davası açmakta muhtariyetine” karar verildiği anlaşılmaktadır. .. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 13.03.2014 tarihli takibin devamına ilişkin bu kararının tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmişse tebliğ tarihi belli değil ise de; Mahkemece, takibin devamına ilişkin karar tarihinin 13.03.2014, dava harcının yatırılma tarihinin de 20.03.2014 olmasına göre, 20.03.2014 tarihinde harcı yatırılarak açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek toplanan deliller değerlendirilerek varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.