Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/14565 E. 2017/2549 K. 27.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14565
KARAR NO : 2017/2549
KARAR TARİHİ : 27.02.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz’in 14.05.2015 gün ve 2014/5010 Esas, 2015/11288 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı alacaklı vekili, borçlu şirket ile 3. kişi şirket arasında organik bağ olduğunu, istihkak iddiasının gerçeği yansıtmadığını, haciz işleminin İİK’nun 99. maddesi gereğince yapılmasının hukuka aykırı olduğunu açıklayarak 07/09/2012 tarihinde yapılan haczin İİK’nun 96, 97. maddelerine göre yapıldığının tespitine, İcra Müdürlüğü’nün İİK’nun 99. maddesine göre haciz yapıldığına ilişkin işlemin iptaline, davalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili, 19.07.2012 tarihinde haciz mahallinde faaliyete başladıklarını, borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında bağ olmadığını, aynı sektöre girişin bir yansıması olarak, sadece bir kısım makine ve ekipmanları bedelini ödemek ve faturasını almak suretiyle borçludan devir ve teslim aldığını, işletmenin tamamını almadığını, hacizde İİK 99. maddesi uygulanmasının yerinde olduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; haciz mahallinde davalı borçlu şirketin adına düzenlenmiş sipariş formu koçanı ve fatura görüldüğü, her iki şirketin eski ve yeni ortaklarına bakıldığında, her iki şirkette de ”Yıldırım” soyadlı ortaklar bulunduğu, bu delillere göre, haciz İİK’nun 96, 97. maddesine göre yapılmış olup, karinenin borçlu, dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, icra hukuku uygulamasına göre, fatura ve resmi olmayan diğer belgelerin her zaman düzenlenebileceği ve tanık beyanlarının bağlayıcı olmadığı, herkesin her yere işyeri açabileceği, karinenin aksinin ispat edilmediği, hatta davalı borçlu …..i.’nden davalı 3. kişi ….i.’ne verilen faturalarda da devrin anlaşıldığı, davalı 3. kişinin davalı borçludan işyerini devralmasının usulüne uygun TBK’nun 202. maddesine göre devralanın sorumluluğunun kalkmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, 07/09/2012 tarihinde yapılan haczin İİK’nun 96, 97. maddelerine göre yapıldığının tespitine/düzeltilmesine, İcra Müdürlüğü’nün İİK.’nun 99. maddesine göre haciz yapıldığına ilişkin işleminin iptaline, davalı 3. şahıs lehine istihkak iddiasının reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı 3. kişi vekili temyiz etmiş, Dairemizce verilen 14.05.2015 tarih, 2014/5010 Esas, 2015/11288 Karar sayılı karar ile davalı 3. kişinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına kara verilmiş, davalı 3. kişinin karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi isteğine ilişkindir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçelere,dava konusu haczin yapıldığı adresin borçlunun eski adresi olmasına ve çok kısa bir süre sonra davalı 3. kişinin haciz adresinde faaliyete geçmesine, haciz sırasında takip borçlusuna ait belgeler bulunmuş olmasına, davacı alacaklının sunmuş olduğu ve takip borçlusunun taraf olduğu başkaca takip dosyalarında yapılan hacizler sırasında da haciz adresinde borçluya ait evraklara rastlanmış olmasına ve bu doğrultuda mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olmasına ve ispat külfetinin 3. kişide bulunmasına, 3. kişinin ise dayandığı deliller ile bu karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle kanıtlayamamış olmasına göre davalı 3. kişi vekilinin tüm karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK’nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK’nun 366. ve HUMK’nun 442. maddeleri uyarınca REDDİNE, takdiren 270,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınmasına, 57,60 TL peşin harcın red harcına mahsubu ile kalan 7,80 TL’nin karar düzeltme isteyenden alınmasına, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.