Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/14492 E. 2017/4012 K. 21.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14492
KARAR NO : 2017/4012
KARAR TARİHİ : 21.03.2017

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın davalı … yönünden kabulüne ihbar olunan … yönünden reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı … vekili, evlilik birliği içerisinde davacının ziynetlerinin bozdurulması ile katkıda bulunarak davalı adına bir bahçe satın alındığını, satan kişinin geri istemesi üzerine 45.000,00 TL’ye bahçenin eski sahibine geri satıldığını belirterek söz konusu para yönünden ziynetlerle katkısı için 25.000,00 TL ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL katılma alacağının faizleriyle birlikte tahsilini istemiştir. 05.12.2011 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile davalı tarafından söz konusu paranın mal kaçırmak amacıyla babası İbrahim’e verildiğinden davanın TMK 229. maddesi uyarınca İbrahim’e ihbarını talep etmiştir.
Davalı … vekili, bahçe alınırken kullanılan paranın babasına ait olduğunu, satıldıktan sonrada paranın babasına geri verildiğini, davacının hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İhbar olunan asıl …, bahçe sahibi ile olan şahsi husumetten ötürü parasını kendisi vererek görünürde oğlu davalı adına bahçeyi aldırdığını, ancak bu durumu öğrenen taşınmaz sahibinin geri istemesi üzerine taşınmazın eski sahibine satıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın davalı … yönünden kabulü ile, davacı tarafından ödünç olarak verilen altınlar karşılığı olan 25.000 TL alacak ile 10.000 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 35.000 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, kayınbabası konumunda olan dahili davalı …’den davacı bu alacaklarını talep edemeyeceğinden dahili davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde reddedilen kısım yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada taraf olmayan bir kimsenin lehine veya aleyhine hüküm kurulması mümkün değildir. Dava ihbar olunan, davada taraf olmadığından, hakkında hüküm kurulamaz. Somut uyuşmazlıkta, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 61’inci maddesi uyarınca kendisine dava ihbar olunan … üçüncü kişi olup, kendisi ve vekilinin yalnız mahkemeye gelip duruşmada hazır bulunması veya cevap vermesi, dahili davalı sayılması için yeterli değildir. Üçüncü kişinin, davada dahili davalı sayılması için, bu talebin mahkemeye bildirmiş olması ve bu talebin mahkemece kabul edilmiş bulunması gerekir. Davayı takip veya müdahale yönünde beyanı bulunmayan, yöntemine uygun kendisine husumet yöneltilmeyen, ayrıca asli veya feri müdahil konumunda bulunmayıp, HMK.’nun 62’inci maddesi uyarınca dava kendisine ihbar olunan üçüncü kişi konumunda bulunan … hakkında hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 21.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.