YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14196
KARAR NO : 2017/5659
KARAR TARİHİ : 18.04.2017
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı 3. kişi vekili; haczin yapıldığı taşınmazın, menkul eşya satış sözleşmesinde belirtilen eşyalarla birlikte, dava dışı …. lojman olarak kullanılmak üzere kiraya verildiğini, kiralanan bu yerde borçlu …’nun oturduğunu, borçlarından dolayı bir çok kez haciz yapıldığını, yapılan hacizlere karşı açılan istihkak davalarının lehlerine sonuçlandığını ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlunun adresinde, borçlunun eşinin huzurunda malların haczedildiğini, davacının istihkak iddiasının kötü niyetli ve muvazaalı olduğunu, davacının sunduğu kesinleşmiş mahkeme kararlarının, sadece hacze konu olmuş bir kaç menkul mala ilişkin olduğunu, davacının malların kendisine ait olduğunu kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine; hükmün Yargıtay…..Hukuk Dairesi’nin 2012/9250 Esas 2013/18207 Karar sayılı ilamı ile dava konusu mahcuzlara ilişkin, 3. kişinin istihkak iddiasının kabulüne yönelik çok sayıda Mahkeme kararının kesinleşmiş olduğu, dava konusu mahcuzların, bu dosyalarda davaya konu edilen mahcuzlarla aynı olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacı 3.kişinin İİK 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin aksini kesin ve güçlü delillerle ispatladığı kabul edilerek, davacı 3.kişinin istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulması üzerine, Mahkemece aynı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 3.kişinin, İİK’nun 96. ve davamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalı alacaklı vekili 27/03/2014 tarihinde icra dosyasındaki haczin kaldırıldığını, davanın konusuz kaldığını beyan ettiği halde, Mahkemece bu husus değerlendirilmeden karar verildiği, öncelikle dava konusu takibin ve haciz işleminin dayanaktan yoksun hale gelip gelmediği araştırılarak, davanın konusuz kaldığının anlaşılması halinde, yargılama giderinin, bu arada avukatlık ücretinin alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak, davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmek üzere, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.