YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14065
KARAR NO : 2015/20511
KARAR TARİHİ : 16.11.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI :
DAVACI : Hazine
DAVALI : A.. K.. vs.
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Elatmanın Önlenmesi ve Kal
Hazine ile A.. K.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali, elatmanın önlenmesi ve kal davasının kabulüne dair İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 26.11.2014 gün ve .. sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Hazine vekili ve davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, tapuda davalılar adına kayıtlı 66 ada 28 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 221,00 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını açıklayarak bu kısmın tapu kaydının iptaliyle kıyı olarak terkinine, davalıların müdahalesinin men’ine ve taşınmaz üzerinde bulunan yapıların kal’ine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu 66 ada 28 parsel sayılı taşınmazın 220,74 m²’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle bu kısmın tapu kaydının iptali ile tapudan terkinine, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların yıkılmasına, davalıların müdahalesinin men’ine karar verilmesi üzerine; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Söz konusu raporlar incelendiğinde; keşfe katılan 1 tane jeoloji mühendisi bilirkişi ile ziraat mühendisi bilirkişinin gözleme dayalı değerlendirmelerde bulundukları, kıyı kenar çizgisinin tespitine yönelik bir inceleme yapılmadığı, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından dava konusu taşınmaza uygulandığı ve buna göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Uzman bilirkişilerle kıyı kenar çizgisi tespiti yapılmadan, sadece Bakanlık tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin dava konusu taşınmaza uygulanması suretiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; 3 jeolog ya da jeomorfolg, 1 harita mühendisi ve 1 ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kuruluyla yeniden dava konusu taşınmazda keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve topoğrafik memleket haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin
.//..
fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, her ikisinin çakışmaması halinde çelişkinin nedenlerinin bilimsel verilere dayalı olarak bilirkişiye açıklattırılması, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa’nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle, yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, Mahkemece bu konudaki görüşünün ortaya konulması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.