Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/14047 E. 2016/2495 K. 16.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14047
KARAR NO : 2016/2495
KARAR TARİHİ : 16.02.2016

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı- karşı davalı 3.kişi vekili, davaya konu menkullerin satış sözleşmesi ile davalı borçlu tarafından müvekkili şirkete satıldığını ve teslim edildiğini, alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan takip sonucu borçla ilgisi olmayan müvekkilinin ikametgahında haciz yapıldığını, makinaların noter sözleşmesi ile müvekkili tarafından satın alındığını ve müvekkile teslimle birlikte, mülkiyet hakkının müvekkili şirkete geçtiğini, müvekkiline ait iş makinesi hakkında yapılan haciz ve muhafaza işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile dava konusu menkulün müvekkili şirkete ait olduğunun tespiti ile haczin kaldırılmasını, alacaklı aleyhine tazminata karar verilmesini, karşı davanın da reddini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı alacaklı vekili, borcun gerçek doğum tarihinin iptali istenen tasarruftan önce olduğunu, her ne kadar görünürde borcun doğum tarihleri … gibi görünse de gerçekte, borcun doğum tarihinin 09/08/2012 olduğunu, üçüncü kişi ile borçlunun alacaklıları zarara uğratmak amacıyla, birlikte hareket ettiklerini, üçüncü kişi şirketin, faaliyet konusu kapsamına girmeyen, kullanması da bu bakımdan yasal olarak mümkün olmayan bir iş makinesini gerçek anlamda satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz istihkak davasının reddine, %20 tazminatın 3. kişiden tahsiline, tasarrufun iptali davasının kabulü ile … 9. Noterliği’nin … yevmiye sayılı iş makinesi satış sözleşmesinin iptaline, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu menkulun, … tarihinde, davacı tarafından Noter vasıtasıyla borçludan satın alındığı, mahcuz iş makinasının menkul hükmünde olduğu ve Noter vasıtasıyla mülkiyetin geçtiği, ayrıca mahcuz araç için banka kredisi kullandığı, kredi evraklarının dosya kapsamında olduğu, kredi kullanılmasının muvazaalı satış iddiasını ortadan kaldırdığı, aksi düşüncenin davacı ve davalının muvazaalı satış iddiasını bertaraf etmek için kredi kullanıldığı yönünde olacağı, bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, karşı dava olan tasarrufun iptali davasında yine Noter satışının … olduğu, borç sebebi çekin keşide tarihlerinin … olduğu, borçlandırıcı işlemin tasarruftan sonra olduğu, bu nedenle iptal koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle 3. kişi tarafından açılan davanın KABULÜ ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı- karşı davacı alacaklı vekili ve davacı -karşı davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3.kişi tarafından açılmış istihkak istemine, karşı dava ise alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1- Davalı- karşı davacı alacaklı vekilinin temyizi bakımından;
Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.Şöyle ki,
A- İstihkak davasıyla ilgili olarak, Mahkemece, sadece davacı defterleri üzerinde inceleme yaptırıldığı, davanın tarafı şirketlere ait ayrıntılı ticaret sicil bilgilerinin getirtilmediği ve dava konusu iş makinasıyla ilgili olarak Ticaret Odasından gelen müzekkere cevabında ise sadece mahcuz üzerindeki takyidatları gösterir bilginin gönderildiği görülmektedir. Bu sebeple; davalı borçlunun defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, borçlu ile 3. kişi şirketin ayrıntılı ticaret sicil bilgileri getirtilerek, şirketlerin ortaklık yapıları, kuruluş tarihleri, adreslerinin incelenmesi, dava konusu iş makinasının haciz tarihinde kimin adına kayıtlı olduğunun ilgili ticaret odasından sorulması ve neticede bu araştırma ve incelemeler sonucu elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde yazılı şekilde asıl davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
B- Alacaklı tarafından karşı dava biçiminde açılan tasarrufun iptali davası yönünden ise; asıl davanın dava dilekçesinin davalı alacaklıya 27.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği, karşı davanın ise 26.12.2012 tarihinde açıldığı görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nun karşı davanın açılması ve süresi başlıklı 133. maddesi “Karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır. Süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verir.” hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un basit yargılama usulünde, dilekçelerin verilmesi konusunu düzenleyen 317/2. maddesi ise “Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır.” hükmünü taşımaktadır. Bu bilgiler ve yasal düzenlemelere göre, karşı dava süresinde açılmamış olup, 6100 sayılı HMK’nun 133. maddesi gereğince karşı davanın asıl dava olan istihkak davasından ayrılmasına karar verilmesi gerekirken, karşı dava yönünden de davanın esasına ilişkin hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı- karşı davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı- karşı davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, 1.094,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.