YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13680
KARAR NO : 2015/19185
KARAR TARİHİ : 26.10.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ürgüp İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI :
DAVACI : B.. B..
DAVALI : H.. A..
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlu vekili, ödeme iddiaları yanında, icra emrinin vekile tebliğ edilmesi gerekirken asile tebliğ edildiğini, takibin kesinleştirilerek taşınmaz ve araç haczi yapıldığını belirterek takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, 25.11.2013 havale tarihli dilekçesin de ise, taleplerinin takip kesinleşmeden verilen haciz kararına ilişkin İcra Müdürlüğü işlemine yönelik şikayet olduğunu, takibin iptali, menfi tespit vs. haklarını saklı tuttuğunu bildirerek yasaya aykırı konulan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece; takip konusu alacağın, borçlunun babasının bono vermesi suretiyle infaz edilmiş sayılacağı, haciz sırasında verilen bu bononun tahsil edilememesi halinde ayrı bir dava konusu edilebileceği, bu itibarla borçlunun söz konusu mahkeme ilamı nedeniyle ödemesi gereken bir borcunun bulunmadığı gerekçeleriyle şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
HMK’nın 26. maddesi ” hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeya karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir ” hükmünü içermektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11, Avukatlık Kanunu’nun 41 ve 6100 sayılı HMK’nun 73, 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Somut olayda; Ü.. M..’nün 2012/… Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ilamlı takipte Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.02.2002 gün ve 2001/… Esas, 2002/… Karar sayılı boşanma kararı ile yine aynı Mahkeme’nin 06.03.2012 gün ve 2011/… Esas, 2012/…Karar sayılı nafaka ilamlarına dayanılmıştır. İlk ilamda borçlu B.. B.. vekille temsil edilmiş, alacaklı vekili 20.08.2013 tarihli dilekçesinde, Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.02.2002 gün ve 2001/… Esas, 2002/… Karar sayılı ilamından kaynaklanan alacaklar için borçlu vekiline icra emri gönderilmesini istemiş ise de Ü.. M..’nün 06.12.2013 tarihli kararından tebligat gideri karşılanmadığı için vekile icra emrinin tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmaktadır.
..//..
Yukarıdaki yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere; icra emri vekile tebliğ edilmeden ilk ilamdan kaynaklanan alacak miktarları yönünden, takibin kesinleştiğinden sözedilemez. Mahkemece açıklanan nedenlerle bu alacak miktarı için hacizlerin kaldırılmasına karar verilmelidir. Aynı dosyada takibe konu edilen Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06.03.2012 tarih, 2011/… Esas ve 2012/…. Karar sayılı ilamında ise borçlu vekille temsil edilmemiştir. Anılan ilama dayanılarak gönderilen icra emrine konu alacaklar için ise, takibin kesinleştiğinin ve konulan hacizlerin usulüne uygun olduğunun kabulü gerekir.
Mahkemece, bu hususlar değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken 25.11.2013 tarihli dilekçe ile talep sınırlandırıldığı halde, ödeme iddiası değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK’nun m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.