Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/1360 E. 2015/13240 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1360
KARAR NO : 2015/13240
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması

….. ve müşterekleri ile ….. aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair…. Sulh Hukuk Mahkemesi’nden verilen 22.10.2014 gün ve 315/412 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalının kardeş olduklarını, babalarının hayatta iken miras hakkını paylaştırdığını davalının paylaşım sonucu kendisine düşen taşınmazları sattığını, Hazine adına kayıtlı olup 40 yılı aşkın bir süreden beri murislerinin kullanımında olan 961 parsel sayılı taşınmazın ise davacılara kaldığını ve müvekillerinin zilyetliğinde olduğunu, ancak davalının taşınmaza sözlü ve fiili olarak tecavüz ettiğini, müvekkillerine ait sulama tesisatına zarar verdiğini, taşınmazı sürmeye çalıştığını açıklayarak müvekkillerine ait zilyetliğin korunmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıların beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, kesinlikle mirasın taksim edilmediğini ve 961 parsel sayılı taşınmazın kesinlikle davacıların kullanımında bulunmadığını, ayrıca davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, taşınmazda kendisine ait seraların bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarafların mülkiyetinde olmadığı, davacıların muristen gelen mirasçılık hakkına dayandığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/8-518 esas 2009/573 karar sayılı ilamında; hakka dayanan zilyetlik davalarının bir hak davası niteliği taşıdığının belirtildiği, nesnel ve kişisel hakka dayanma bakımından bir ayrımın olmadığı gerkçesiyle söz konusu Yargıtay kararı ışığında görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapuda Hazine adına kayıtlı tarla niteliğindeki 961 parsel sayılı taşınmazdaki zilyetliğin korunmasına yöneliktir.
Üzerinde bulunduğu belirtilen naylon seraların, mahkemece emsal olarak kabul edilen ve hükme dayanak yapılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/8-518 Esas 2009/573 Karar sayılı ilamında kişisel hakka konu olduğu belirtilen ”sabit ve hafif nitelikte olmayan yapı” olarak kabulü mümkün değildir. O halde, davacının ne ayni ne de kişisel hakkı söz konusu olmadığına göre, uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına yönelik TMK’nun 981 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda da görev; sulh hukuk mahkemesine aittir. (HMK. m. 4./1-c).
Açıklanan sebeple, mahkeme görevli olduğundan, tarafların bildirdiği deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya ve dosya kapsamına uymayan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı emsal gösterilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.