YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12544
KARAR NO : 2015/19865
KARAR TARİHİ : 06.11.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2010
NUMARASI :
DAVACI : C.. B.. vs.
DAVALI : V.. B.. vs.
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
C.. B.. ve A.. Ö.. ile V.. B.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 05.10.2010 gün ve .. sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 137 ada 24 parsel ile 153 ada 2 parselin ortak kök muristen kaldığını, mirasçılardan Z., A. ve M. E.’in miras paylarını vekil edenlerinin yakın murisi H. A. B.a satarak devrettiğini, 50 yıldan fazla miras bırakan ve müvekkilleri tarafından kullanıldığını açıklayarak, miras payları oranında vekil edenleri adına tescilini istemiştir.
Bir kısım davalılar vekili kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuş, bir kısım davalılar yargılama oturumlarında temsil olunmamışlardır.
Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu parseller, 13.01.2000 tarihinde A. B. ve A. B. adına tespit edilmiş, 10.03.2005 ve 13.09.2001 tarihinde hükmen davalılar ve müşterekleri adına tescil edilmiştir.
Dava; miras payı satışı ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere, HMK’nun 303. maddesi (HUMK.m.237) hükmüne göre kesin hükümden söz edilebilmesi için her iki davada tarafların, konusunun ve hukuki sebebinin aynı olması gerektiği gibi aynı zamanda hükmün usulüne uygun olarak kesinleşmesi gerekir. Dava konusu taşınmazlar, Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.02.2004 tarih, 2000/.. Esas-2004/.. Karar sayılı ilamıyla hükmen kök muris A. B. mirasçıları adına tescil edilmiştir. Anılan mahkeme ilamına yönelik olarak açılan yargılamanın yenilenmesine ilişkin Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.06.2013 tarih 2012/. Esas 2013/. Esas sayılı dava dosyasında, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nce, kesin hüküm olarak kabul edilen Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi kararının davalı tarafa yöntemine uygun olarak tebliğ edilmediği, bu nedenle kararın kesinleşmediği, yargılamanın yenilenmesi davasının ancak kesinleşen mahkeme ilamlarına karşı açılabileceği belirtilmiştir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, kesin hüküm olarak kabul edilen Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.02.2004 tarih 2000/. Esas-2004/. sayılı kararı davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden henüz kesinleşmediği Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin ilamıyla ile de sabit olmuştur. Öyleyse, temyize konu kararda dayanılan kesin hüküm olgusu gerçekleşmediğinden derdestlik ve esasa ilişkin sair hususlar düşünülüp tartışılmadan mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 06.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.