Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/11995 E. 2017/6054 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11995
KARAR NO : 2017/6054
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR

Borçlu vekili, müvekkili aleyhine başlatılan ilama dayalı takipte İcra Mahkemesi’ne başvurarak; işletilen faizin fahiş olduğundan bahisle fazla talep edilen faiz yönünden takibin iptalini talep etmiş, Mahkemece istemin reddine dair verilen karar Dairemizce; ilam hükmü nazara alınarak …..Bankalarının EURO cinsi yabancı para vadesiz mevduatına uyguladığı ortalama faiz oranları tespit edilerek, bu oranlar esas alınarak hazırlanan rapora göre sonuca gidilmesi gerekirken, ….. Cumhuriyeti Merkez Bankası’na uygulanacağı bildirilen farazi oranlara göre hesaplama yapılarak sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile icra emrindeki işlemiş faizin 5.588,41 EURO olarak düzeltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre alacaklı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-) Borçlu vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Hukuk Genel Kurulu’nun 08/10/1997 tarih ve 1997/12-517 Esas, 1997/776 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, “ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. O nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez.”
Takip dayanağı ilamda, hükmedilen 172.800 DM alacağın ya da EURO karşılığının 23.11.1999 tarihinden itibaren Devlet Bankalarınca vadesiz mevduata uygulanan ortalama faiziyle tahsiline karar verildiği görülmektedir. Bu halde, Devlet bankalarınca bildirilen faiz oranlarının ortalaması alınarak hesaplama yapılması gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yalnızca Halkbank tarafından bildirilen faiz oranlarının uygulanması ve bileşik faize yol açacak şekilde dönemlere göre hesaplanan faizin anaparaya eklenerek bulunan miktar üzerinden faiz hesaplaması yapılması doğru değildir. Bozmaya uyulduğu halde, gereğinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle hükmün yeniden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA , alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, bozma nedenine göre borçlu vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesi, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.