YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11932
KARAR NO : 2015/18597
KARAR TARİHİ : 19.10.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Şiran Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2012
NUMARASI :
DAVACI : S.. A.. vs.
DAVALI : H.. Ş..
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Tapu İptali ve Tescil
S.. A.. ve müşterekleri ile H.. Ş.. aralarındaki elatmanın önlenmesi, tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Şiran Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 26.06.2012 gün ve … sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar S.. A.. ve N.. A.. tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar, dedelerinden kalan kendilerine ait bir kısım yerin kadastro çalışmaları sırasında yapılan hata sonucu davalı adına tespit gören … parsele dahil edilerek tescil edildiğini açıklayarak, kendilerine ait yerin keşfen tespit edilmesini ve bu kısmın tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı K. A.’ın dava konusu edilen yeri keşifte gösterdiğini ve davalının bu yere müdahale ettiğini belirterek, talep sonucunu davalının müdahalesinin menine karar verilmesi olarak değiştirdiğini, dolayısıyla davanın tapu iptali ve tescil davası olmayıp müdahalenin meni davası olduğu, yapılan keşifte dava konusu yapılan yerin davalı adına kayıtlı 138 nolu parselin içerisinde kaldığının anlaşıldığı, davalının kendi adına kayıtlı taşınmaza tecavüzünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar S.. A.. ve N.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, kadastrodan önceki hukuki nedene dayanarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava konusu … parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında özet olarak vergi kaydı ve zilyetliğe dayanılarak 25.10.1988 tarihinde H.. Ş.. ve müşterekleri adına paylı olarak tespit edilmiş, tutanak 11.07.1989 tarihinde kesinleşmiştir. Davacılar tespitten önceki sebebe dayandığına göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin göz önünde tutulması gerekir. Temyize konu dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3.maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 10.08.2010 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de; ret kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan hükmün gerekçesinin 1086 sayılı HUMK’un 438/son maddesi gereğince değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’un 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL davacılar S.. A.. ve N.. A..’a istek halinde iadesine 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.