Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/11165 E. 2016/3069 K. 23.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11165
KARAR NO : 2016/3069
KARAR TARİHİ : 23.02.2016

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Takibin Taliki veya İptali

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Borçlu Belediye Başkanlığı vekil, müvekkili aleyhine başlatılan takip nedeni ile verilen haciz kararlarının, 6487 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesine aykırı olduğunu belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece; 6487 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin 11. fıkrasının Anayasaya aykırı olmadığına ve iptal isteminin reddine karar verildiği gerekçesi ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesi 11. fıkrasına göre haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin 12. fıkrasında; ” 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlar da dâhil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunda belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir. Bu hüküm devam eden davalarda da uygulanır. Bu fıkra uyarınca yapılacak ödemeler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Ancak 6487 sayılı Yasa’yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 12. fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarih ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de; Anayasa’nın 11. maddesinde, Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi düzenlenmiş, 138. maddesi ise hakimlere herşeyden önce Anayasa’ya uygun olarak hüküm verme yetkisi tanımıştır. Anayasa’nın 11. ve 138. maddeleri, hakime Anayasa’ya aykırılığı saptanmış, yasa hükmünü iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile uygulamama yetkisini hatta yükümlülüğünü vermektedir. Zira iptal edilen hükmün uygulanması, hak arama hürriyetinin içini boşaltma anlamına gelecek ve Hukuk Devleti ilkesi ihlal edilmiş olacaktır. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay’ın iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa’ya aykırılığı saptanmış yasa hükümlerinin uygulanamayacağına işaret eden kararları vardır. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını duyurması, iptal edilen yasanın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa’ya aykırı yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir. (Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt:26) İptal hükmünün Resmi Gazete’de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa’ya uygun yeni yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyecektir.
Yukarıda açıklanan Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarih ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı iptal kararından önceki yasal düzenlemeler kapsamında imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasından kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların icra takibine konu edilmesi halinde, ilam tarihi 11.06.2013 tarihinden önce ise; 5999 sayılı Yasa’nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Geçici 6. maddesi ve 6111 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesindeki düzenlemelerde yalnızca kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat alacakları haciz yasağı kapsamında bulunduğundan İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 11.06.2013 tarihinden sonra ise; 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile yapılan değişiklik gereği İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği kabul edilmekteydi.
Somut olayda; imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin takibe konu ilamın karar tarihi 04.11.2010 olup 5999 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Geçici 6. maddesi ve 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 2. maddesindeki düzenlemelerde yalnızca kamulaştırma ve elatmadan kaynaklanan tazminat alacakları haciz yasağı kapsamında bulunduğundan, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen ilamlardan kaynaklı takiplerde borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanması hukuka uygundur. Açıklanan nedenlerle Anayasa Mahkemesi’in anılan iptal kararı kapsamında 6487 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin reddi yerine, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.