YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10725
KARAR NO : 2015/13696
KARAR TARİHİ : 22.06.2015
MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
…. ile ….. ve müşterekleri, müdahil davalılar …… ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 30.04.2013 gün ve 339/293 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 91 parsel sayılı taşınmazın 2/192 payının davalıların murisi …… adına kayıtlı olduğunu, ……’nın yaklaşık 40 yıl önce vefat ettiğini, taşınmazın 1975 yılına kadar davacınn babası tarafından, 1975 yılından itibaren davacı tarafından malik sıfatıyla fasılasız olarak kullanıldığını, kullanım nedeniyle herhangi bir niza olmadığını, açıklayarak TMK’nın 713/2 maddesi uyarınca taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili davacının ve babasının dava konusu yerde fuzuli şagil konumunda olduklarını, davacılar lehine TMK’nın 713/2 maddesindeki kazanma koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kayıt maliklerinden olan ve ölü olduğu belirtilen ……’nın mirasçılarının tamamının davada davalı olarak gösterilmediği, taraf teşkilinin sağlanabilmesi amacıyla ölü ……’nın mirasçılarını gösterir veraset ilamını sunması ve bu hususta dava açması için davacı vekiline, 22/11/2013 tarihli oturumda iki haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça ……’nın veraset ilamını almasına dair dava açmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verileceğinin belirtildiği, duruşma tutanağının 25/01/2013 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde ara kararın gereğini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nın 713/2. fıkrasında yer alan; “ … maliki 20 yıl önce ölmüş …” hukuki sebebine dayalı olarak TMK’nın 713/1-2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Dava konusu taşınmazın 2/192 payı tapulama çalışmaları sonucu 22.04.1969 tarihinde davalıların murisi ……adına tescil edilmiş, dava açıldıktan sonra ……’nın mirasçıları tarafından davanın devamı sırasında 27.02.2012 tarihinde satış işlemiyle dava dışı ……e devir ve temlik edilmiştir. Bu devir ve temlik işlemi dava konusunun devri niteliğindedir. Dava konusunun davalı tarafından devri halinde ne yapılacağı karar tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’un 186. maddesinde gösterilmiş, aynı düzenleme sonradan yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesinde de benimsenmiştir.
Buna göre ” Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı seçimlik yetki olarak: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür ” hükmü mevcuttur.
Mahkemece, anılan kanun hükmü gereğince davacının bu seçimlik yetkisini kullanmasına imkan tanınması, kendisinden seçimlik yetkisinin sorulması ve seçimine göre mevcut delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın, davacının kusuru nedeniyle taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya İadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.