Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2015/1052 E. 2017/6395 K. 27.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1052
KARAR NO : 2017/6395
KARAR TARİHİ : 27.04.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Alacaklı tarafından … 2. Aile Mahkemesi’nin 2011/611 esas, 201/759 karar ve 22.11.2011 tarihli ilamında müşterek çocuk lehine hükmedilen birikmiş iştirak nafakasının tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, borçlu vekili, dayanak ilamda hükmedilen birikmiş nafaka borcunun takipten önce ödendiğini belirterek süresi içerisinde icra emrinin iptalini istemiştir. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu doğrultusunda itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK’nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; borçlu babanın Mahkeme’ye sunduğu ödeme belgeleri değerlendirilirken;…..Mahkeme’sinin EO 2011 163 sayı ve 05.10.2012 tarihli kararı nazara alınarak birtakım hesaplamalar yapılmış ise de; söz konusu yabancı Mahkeme kararında anne için hükmedilen nafaka alacağının; Türk Mahkemesi’nce müşterek çocuk için hükmedilecek nafaka miktarına göre artırılmasına veya eksiltilmesine karar verilmiştir. Şikayete konu takipte ise alacaklı anne müşterek çocuk lehine hükmedilen birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuş olup kendisi için herhangi bir talepte bulunmamıştır. Bu halde, bilirkişi tarafından, anne lehine hükmedilen nafaka alacağının gözetilmesi suretiyle yapılan hesaplama doğru değildir. Zira, takip ve dava dışı annenin Yabancı Mahkeme ilamı ile kendisi lehine hükmedilen nafaka alacağının tahsili için ayrı takip hakkının bulunduğu tabidir.
Mahkemece, bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınarak veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak nafakanın istendiği 22/12/2011 tarihinden takip tarihine kadar birikmiş nafaka alacak miktarının hesaplanarak ve sunulan ödeme belgeleri sadece çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile sınırlı değerlendirilerek, bakiye istenebilir alacağın bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.