YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9751
KARAR NO : 2016/387
KARAR TARİHİ : 18.01.2016
MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı 3.kişi vekili, müvekkili şirkete ait üç adet traktörün haczedildiğini, istihkak iddialarının kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, istihkak davalarında asıl icra takibinin yapıldığı yer ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğunu, açılan davada … İcra Hukuk Mahkemesi’nin yetkisiz olduğunu, yetki itirazlarının kabulüne, davanın reddine, % 20’den tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yetki itirazının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nun 96. maddesine dayalı olarak 3.kişinin açtığı istihkak iddiası talebine ilişkindir.
Dava, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup bu Kanun’da 1086 sayılı HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda İİK’nun yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nun 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekir. Buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılması mümkündür. HMK’nun 7/1. maddesi gereğince davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılması mümkündür. İstihkak davaları İİK’nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa’ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının HMK’nun 19/2 maddesi gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerekir.
Somut olayda, davalı alacaklı taraf süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ancak yetkili mahkemeyi bildirmemiştir. HMK’nun 19/2. maddesi gereğince yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili
-//-
mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerekir; aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Her ne kadar Mahkeme, davalının yetkili mahkemeyi göstererek yetki itirazında bulunduğunu belirtmiş ise de dosya kapsamından davalının yetki itirazında seçtiği mahkemeyi bildirmediği anlaşıldığından, yetki itirazının geçersiz olması nedeniyle Mahkeme HMK’nun 19/4. maddesi uyarınca yetkili hale geldiğinden yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.