Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/9748 E. 2015/23168 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9748
KARAR NO : 2015/23168
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı alacaklı vekili, borçlu … aleyhine yapılan takip nedeniyle 17.05.2013 tarihinde yapılan hacizde, iş yeri çalışanı….’nın işyerinin …’e ait olduğu iddasında bulunduğunu, borçlunun muvazaalı olarak işyerini önce …’ya, …’nun da …’e devrettiğini, iddianın alacaklıdan mal kaçırma amacına yönelik olduğunu belirterek istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı üçüncü kişi …, borçluyu tanımadığını, işyerini boş olarak, taşınmazın sahibinden kiraladığını, hiç kimseden devralmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davada müvekkiline husumetin düşmediğini, borçlu ile müvekkili arasında ticari işletme devri sözleşmesinin olmadığını, işyerini boş olarak kiralayıp işletmek istediğini, işyerindeki eşyalarını başka bir adreste faaliyete devam etmek için taşıdığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Borçlu davaya cevap vermemiş; usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara da katılmamışlardır.
Mahkemece, haciz sırasında haciz mahallinde bulunan iş yeri çalışanı….’nın borçlunun bir dönem aynı iş yerini işlettiğini, ancak haciz sırasında … tarafından işletildiğini beyan ettiği, haciz sırasında borçlunun hazır bulunmadığı, borçluya ait ve borçlunun haciz mahalli ile ilgisini gösterir belge veya bilginin de bulunmadığı, icra dosyasında bulunan kira sözleşmesi ile dinlenen tanık beyanlarının birbirini doğrular nitelikte olduğu, resmi belge niteliğini taşıyan haciz tutanağında borçlu ile hacizli menkullerin veya haciz mahallinin ilgisini gösteren kayıt bulunmadığı hususları nazara alınarak, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklı tarafından İİK’nun 99. maddesi uyarınca “istihkak iddiasının reddi” talebiyle açılmıştır.
İstihkak davasının amacı, hacizli eşya ya da hak üzerinde cebri icranın devam edip etmeyeceğini belirlemektir. İstihkak davasının görülebilmesi için geçerli ve süresinde yapılmış bir istihkak iddiasının bulunması gerekir. Borçlunun üçüncü kişi lehine, üçüncü kişinin kendi lehine, borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran üçüncü kişinin diğer bir üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunması mümkündür. (İİK’nun 96/1, 85/2)
Somut olayda; haciz sırasında hazır bulunan ve işyeri çalışanı olduğunu söyleyen….’nın üçüncü kişi adına istihkak iddiasında bulunması geçerli değildir. Hacizde hazır bulunmayan üçüncü kişi, daha sonraki süreçte de süresi içerisinde bir istihkak iddiasında bulunmamıştır.
Ortada geçerli bir istihkak iddiası olmadığından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de, işyerinin üçüncü kişi …’den önceki işleteni …’ya husumetin düşmediğinin gözardı edilmesi, esasa ilişkin karar verilmemiş olduğundan davalı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki, HUMK’nun 438/7. maddesi (HMK’nun 370/2) uyarınca bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle: hüküm fıkrasında;
“1-Davanın reddine” ve “4-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden takip konusu alacak miktarı mahcuz malların değerinden daha fazla olduğundan mahcuz malların değeri üzerinden ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 1.434,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine” ifadelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına yerine, “1-Hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine” ve “4-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince takdir edilen 500 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine” ibarelerinin yazılmasına davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulüne, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca İİK 366/3 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 204,20 TL peşin harcın istek halinde halinde temyiz edene iadesine 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.